Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sevinç Tevs, üç ay İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye<br />
çıkar. [...] Hem radyoda hem de konserlerde caz standartlarının yanı sıra,<br />
Nideyim Sahn-ı Çemen gibi sanat müziği klasiklerini <strong>ve</strong> kimi türküleri<br />
seslendirmesi bu ilginin en büyük nedenlerindendir. (162)<br />
Yolpalas Cinayeti’nde sözü edilmeyen alaturka müziğin Sonsuz Panayır’da<br />
“moda” olduğundan, “[S]on zamanlarda alaturka musiki [...] moda olu<strong>ve</strong>rmişti”<br />
sözleriyle bahsedilir (12-13). Toplumsal tarih, kültür tarihi <strong>ve</strong>ya Türkiye’de müzik tarihi<br />
üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında, inkılâpların da etkisiyle belli bir ölçüde<br />
değişime uğramış olan alaturka müziğin 1940’lı yıllarda tekrar “popüler” olduğu<br />
anlaşılıyor. Halide Edib’in Sonsuz Panayır’da alaturka müziğin yeniden moda olmasına<br />
değinmesi yanında, Maksim <strong>ve</strong> Taksim Gazinoları başta olmak üzere, İstanbul’un<br />
eğlence mekânlarına odaklanmasına koşut olarak caz müziğini ele alması bu kültür<br />
ürününü bir simge olarak kullandığı yönündeki savımızı destekleyecek niteliktedir.<br />
Romanda cazın, her biri birer gözlemci olarak sunulan karakterler tarafından nasıl<br />
alımlandığının anlatıldığı bölümler, Halide Edib’in bu kültür ürününe ne gibi simgesel<br />
göndermeler yüklediğini açığa vurmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nın üç gün içinde<br />
Japonya’da binlerce insanın ölümüne sebep olan atom bombalarıyla son bulması ile<br />
cazın yazara göre ifade ettiği “gümbürtü” <strong>ve</strong> “karmaşa” ilişkilendirilir. Romanda,<br />
savaşın sona erdiği yıllarda İstanbul’da gündelik hayat, “Hiç şüphe yok ki, bu harp, bir<br />
sürü zulüm, gadir, akla gelmiyen reziletler doğurdu <strong>ve</strong> doğuracaktır” sözleriyle anlatılır<br />
(74). 1940’lı yıllarda İstanbul’un gündelik hayatında görülen değişimi bu yılları içeren<br />
anı kitaplarından takip ettiğimizde, Sonsuz Panayır’da gazinolarla birlikte caz müziğiyle<br />
ilişkilendirilen “hacıağa”lar <strong>ve</strong> “harp zenginleri”nin o yıllarda Halide Edib’in çizdiği<br />
117