18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gerçek anlamıyla ‘Caz’ takımını İstanbul, ilk olarak ‘Maksim’de dinledi.<br />

Bu dinlenilen caz, ‘7 Palm Beach’ adını taşıyan <strong>ve</strong> her biri birer virtuoz<br />

olan yedi zenciden oluşan orkestraydı. [...] Palm Beach cazbandı,<br />

İstanbul’a yalnız canbandın ne olduğunu dinletmekle kalmadı.<br />

Memlekette ne kadar çalgı çalan varsa, bugünün en iyi cazbandcıları da<br />

içlerinde, cazbandın <strong>ve</strong> caz temposunun ne olduğunu onlardan öğrendiler.<br />

(141-42)<br />

Maksim <strong>ve</strong> dolayısıyla caz orkestraları <strong>ve</strong> dansın, moda olduğu 20’li yıllardan <strong>ve</strong><br />

Thomas’ın ölümünden sonraki durumuyla ilgili Akçura’nın anlattıkları ise şöyledir:<br />

“Maksim el değiştirdi <strong>ve</strong> yeniden açıldı elbette. Gazetelerde 1930 <strong>ve</strong> 1931 yıllarında yer<br />

alan ilanlarda Maksim’de “Mardi Gras” gecesi düzenlendiğini okuyunca, bu tür bir caz<br />

geleneğinin daha sonraki yıllarda da sürdüğünü düşünebiliriz” (149). Akçura, daha<br />

sonra, değişen müzik <strong>ve</strong> dans modaları <strong>ve</strong> caz müziğinin oldukça geniş bir kitleye<br />

yayıldığı yıllar hakkında ise şunları söyler: “İstanbul’da artık giderek tango <strong>ve</strong> dans<br />

müziği moda olmaktadır. Caz İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar, İstanbul<br />

sahnelerinde pek karşımıza çıkmayacaktır” (149).<br />

Romanda bir “intikal devresi”nde olunduğunu, geçmiş değerlerinden bihaber<br />

gençlerin caz sevdasını merkeze yerleştirerek çizen Halide Edib, üst anlatıcı yoluyla, bu<br />

romanda caz müziğini ne tür bir simge olarak kullandığını şu şekilde ortaya koyar:<br />

[B]u zavallıların sazlarını saksofonlarını çalmakla, halkı oynatmakla<br />

vazifeleri bitmiyordu. Bunların hepsi çengilistanın, sar’alı bir ilâhının<br />

gölgesi gibi kendileri de hoplayıp sıçramağa mecburdular. Gazinoya<br />

gelen (iki binler), hattâ bu nevi cazlı yerlere giden garplı (iki yüzler) için<br />

artık sadece kulakları delen <strong>ve</strong> dö<strong>ve</strong>n bir ses hengâmesi kifayet<br />

114

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!