18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilgi edinilmesi yeterli değildir; Edebî metinlerin bize parçalı bir tarih bilgisi<br />

sunabileceğinin <strong>ve</strong> bir metnin her okunuşunda farklı yorumlara açık olduğunun kabul<br />

edilmesi gerekir. Halide Edib’in, Yolpalas Cinayeti, Sonsuz Panayır <strong>ve</strong> Âkile Hanım<br />

Sokağı dahil olmak üzere, “son dönem romanları”nın “gerçekçi edebiyat”a örnek olarak<br />

gösterilmelerindeki temel sorun, Serpil Oppermann’ın belirttiği üzere, “yaşam <strong>ve</strong><br />

kurmaca arasındaki ayrımın asla sorgulanmaması[nda]dır” (68). Tarihle edebiyatın her<br />

ikisinin de “kurmaca metinler” olduğuyla ilgili 1970’li yıllardan beri yürütülen,<br />

edebiyata da yeni eleştirel yaklaşımlar sağlayan, özellikle Yeni Tarihselcilik gibi bir<br />

yaklaşım varken, Halide Edib’in romanlarının “gerçekçiliği”nin tartışılmasıyla ancak<br />

göreceli bir bilgiye varılabileceği kabul edilmelidir. Halide Edib’in bahsedilen dönem<br />

romanlarının gerçekçi olduklarının, çalışmalarından örnekler sunulan eleştirmenler<br />

tarafından söylenmesinin sebebi, romanların yazıldıkları dönemlerde gerçekleşmiş<br />

tarihsel, toplumsal, ekonomik <strong>ve</strong> siyasal olayların İstanbul’un gündelik hayatında<br />

kendilerini gösterdikleri biçimlerin bu romanlarda ele alınmasıdır. Yazarın, “gerçekçi”<br />

oldukları ileri sürülen romanlarında bulunan kültür ürünlerinin Yeni Tarihselci bir<br />

yaklaşımla irdelenmesiyle, bu romanların “gerçekçi” olup olmadıkları konusunda bir<br />

tartışma yürütmeye gerek kalmamaktadır, çünkü bu inceleme yoluyla romanlarda<br />

“yansıtılan” gündelik hayatın gerçekliğe ne derece tekabül ettiği kendiliğinden ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

Sonuç olarak, edebiyat eleştirisinde Yeni Tarihselcilikten önce de çeşitli tarihsel<br />

okuma yöntemleri önerilmiştir, fakat Yeni Tarihselcilikle edebî <strong>ve</strong> tarihsel eserler<br />

arasındaki keskin ayrım sorunsallaştırılırken, geleneksel tarihyazımında görmezden<br />

gelinen “küçük insanların” gündelik hayatları, içinde yaşadıkları kültürel bağlam<br />

oluşturularak inceleme konusu olmuştur. Böylece edebiyat eleştirisine yeni yaklaşım<br />

45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!