18.05.2013 Views

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ayıran temel fark, edebiyat eleştirisinde yeni bir tarihsel okuma yöntemi geliştirmiş<br />

olması <strong>ve</strong>, her şeyden önemlisi, bu tarihsel okuma yönteminde kültürel bağlamı merkeze<br />

oturtmasıdır.<br />

Görüldüğü gibi, anlatı türleri olarak tarihle edebiyat arasındaki ayrım, Yeni<br />

Tarihselcilik bir “öğreti” olarak anılmaya başlamadan önce de vardı. Tarihin<br />

“standartlığı”nı yitirmeye başlaması <strong>ve</strong>ya toplumun değişik kesimlerini de içermesi<br />

gerekliliğinin gündeme gelmesiyle tarihin tarihçinin kişisel seçimleri doğrultusunda<br />

“kurulan” bir metin olduğu, dolayısıyla “nesnel” olamayacağı görüşüyle tarihin kapsama<br />

alanının da genişletilmesi gerekliliği yaklaşık aynı zamanlarda gündeme gelmiştir.<br />

Geleneksel tarihyazımının toplumların gündelik hayatını <strong>ve</strong> dolayısıyla kültür birikimini<br />

kapsama alanı dışında bırakması, Yeni Tarihselciler tarafından en çok eleştirilen<br />

yönlerinden biridir. Yeni Tarihselci incelemelerde, edebî metnin tarihsel arka plânı ele<br />

alınırken geleneksel tarihyazımında görülenin aksine, gündelik hayatın tarihiyle birlikte,<br />

yansıtılan dönemin kültürel bağlamının araştırmaların temelini oluşturduğu görülür. Bu<br />

açıdan, tarihyazımında gündelik hayatın tarihinin ne tür tartışmalar çerçe<strong>ve</strong>sinde önem<br />

kazandığını görmekte fayda var.<br />

20. yüzyılın ortalarına <strong>ve</strong> hatta sonrasına kadar tarihyazımında çok dar bir<br />

biçimde bireyler, özellikle de “büyük adamlar” <strong>ve</strong> olaylar üzerinde odaklanan geleneksel<br />

siyasal <strong>ve</strong> diplomatik tarih biçimlerinin egemenliklerini koruduğunu belirten Iggers (3),<br />

sosyal bilimlerin tarihyazımında kullanılmaya başlamasıyla, özellikle 1945’ten sonra,<br />

sistemli sosyal bilimlerin tarihçilerin çalışmalarında giderek artan bir rol oynamaya<br />

başladığını söyler (5). Iggers’ın belirttiği üzere, “Pek çok açıdan bakıldığında, tarih<br />

yazmanın kapsamı son otuz yılda çok genişlemiş durumdadır” (8). Gündelik Hayatımızın<br />

Tarihi adlı çalışmasına yazdığı sunuş yazısında, Kudret Emiroğlu da genelden özele<br />

34

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!