Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
önünde bulundurulduğu sürece, romanın gündelik hayatın tarihinin <strong>ve</strong> modernleşme<br />
sürecinde var olan kültür ürünlerinin bağlamlarının araştırılmasında yararlı bir kaynak<br />
olduğu sonucuna varıldı.<br />
Halide Edib’in ilk dönem romanlarından itibaren <strong>ve</strong> özellikle “töre romanları”<br />
olarak adlandırılan “son dönem” romanlarında müziğe geniş yer ayırdığı belirtilmişti.<br />
“Âkile Hanım Sokağı <strong>ve</strong> ‘Rock’n Roll’” adlı son bölümde, bir kültür simgesi olarak<br />
kullanılan rock’n roll’un incelendiği Âkile Hanım Sokağı’nın yazarın yirmi bir romanı<br />
içinde müziğin en çok ön plâna çıktığı romanı olduğu söylenebilir. İlk olarak birbirinden<br />
bağımsız üç ayrı hikâye biçiminde tefrika edilen bu romanında, yazar bu hikâyeleri üç<br />
ayrı bölümden oluşacak şekilde tek bir romanda toplamıştır. Roman hâlinde yine<br />
bağımsız olarak okunmaya müsait bu üç bölüm arasındaki ilişkinin “sallan <strong>ve</strong> yuvarlan”<br />
olarak anılan rock’n roll izleği ile kurulduğu görülür. Bu bölümde, “Sonsuz Panayır’da<br />
İkinci Dünya Savaşı <strong>ve</strong> ‘Caz’” adlı bölümde değinilen, cazın <strong>ve</strong> caz müziği eşliğinde<br />
yapılan dansların rufai ayinlerine benzetilmesinin, Âkile Hanım Sokağı’nda daha açık bir<br />
biçimde kullanılan bir benzetme olduğundan söz edildi. Orhan Tekelioğlu’nun “Ciddi<br />
Müzikten Popüler Müziğe Musiki İnkılabının Sonuçları” adlı yazısında müzik<br />
inkılâbıyla 1925’te tekke <strong>ve</strong> zaviyelerin kapatılması arasında kurduğu ilişki göz önünde<br />
bulundurularak, Halide Edib’in bu romanında rufai ayinleriyle rock’n roll dansı arasında<br />
kurduğu benzetme yoluyla tekke müziği pratiğinin yok olmasına dikkat çektiği<br />
biçiminde yorumlanabileceği belirtildi. Halide Edib’in bu benzetmeyle, İkinci Dünya<br />
Savaşı sonrasını anlatı zamanı olarak belirlediği Sonsuz Panayır <strong>ve</strong> Âkile Hanım<br />
Sokağı’nda sekülerleşmenin etkisiyle sarsıldığını düşündüğü dinî değerlerin yerlerinin<br />
Amerika’dan ithal edilen <strong>ve</strong> bir tür “cezbe”nin ifade biçimi olduğunu belirttiği eğlence<br />
anlayışlarıyla karşılandığını ortaya koymak istediği sonucuna varıldı. Yazarın Âkile<br />
145