Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler ... - Bilkent University
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SONUÇ<br />
Türk edebiyatında günümüze değin önemini yitirmemiş olan Halide Edib Adıvar,<br />
ölümünden bir sene öncesine kadar edebiyat alanında ürün <strong>ve</strong>rmiştir. Eserleri üzerine<br />
çalışma yapmış <strong>ve</strong>ya eleştiri yazıları yazmış olan eleştirmenler tarafından “üçüncü” <strong>ve</strong>ya<br />
“son” dönem olarak adlandırılan, 1936 yılında Yolpalas Cinayeti’nden itibaren yazdığı<br />
romanlarında, anlatı mekânı olarak İstanbul’u seçtiğinden, bu romanlarında İstanbul’un<br />
gündelik hayatını yansıttığından söz edilmiştir. Eleştirmenlerin, yazarın sözü edilen<br />
romanlarında toplumsal gerçekleri ele aldığı, gözlemlerine dayanarak dönemin bir<br />
panoramasını <strong>ve</strong>rdiği <strong>ve</strong> bu romanların dönemin tarihine kaynaklık ettiği vb. yargıları<br />
yinelerken, roman türüyle ilgili olarak “toplumsal” <strong>ve</strong> “gerçekçi” / “realist” gibi<br />
kavramları sorgulamadan, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek göndermeleri olan<br />
kavramlar olduklarını varsayarak kullandıkları dikkat çekmektedir. Bu kavramların aynı<br />
eleştirmen tarafından, aynı çalışma <strong>ve</strong>ya eleştiri yazısı içinde, bir fark gözetmeksizin, bir<br />
arada kullanıldığı, Halide Edib’in romanları söz konusu olduğunda ise genel geçer<br />
yargılar olarak kabul gördükleri anlaşılıyor. Bundan başka, yazarın, bu tezde incelenen<br />
Yolpalas Cinayeti, Sonsuz Panayır <strong>ve</strong> Âkile Hanım Sokağı’nı da kapsayan <strong>ve</strong> bu<br />
yargılarla anılan romanlarında, İstanbul’un gündelik hayatını ele aldığı, eleştirmenler<br />
tarafından sıklıkla dile getirilmiş olsa da, bu yargıyı metinlerden <strong>ve</strong>rilecek örneklerle<br />
desteklemeyi gerekli görmedikleri anlaşılıyor. Buna karşın, bu romanların içerdiği,<br />
günümüz okurunun kolaylıkla anlamlandıramayacağı, 1930’lu 40’lı <strong>ve</strong> 50’li yıllarda<br />
137