28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİMİN TEMELLERİ<br />

oluşan kurullarla gerçekleştirilmesini benimsemiş, temsili yönleri<br />

ağır basan rektör ve dekanın yine öğretim üyelerinin seçimiyle belirlenmesi<br />

esasını kabul etmiştir. Asistanlık daimi statüde bir kadro<br />

şeklinde, öğretim üyeliği mesleğinin kaynağı olarak düzenlenmiş,<br />

asistanlığa, doçentliğe ve profesörlüğe atanmada fakülte kurulları en<br />

etkili organ olarak görev ifa etmektedirler. Fakültelerin tüzel kişiliği<br />

vardır. Öğrenci miktarını belirleme, seçme, kayıt işleri, öğrencilerin<br />

disiplin işleri, öğretim programını ve kurallarını tespit etme ve değerlendirme<br />

yetkisi fakülte veya üniversite bünyesindeki ilgili kurullara<br />

aittir.<br />

4.2.2.5. 1981 Tarihli <strong>Yükseköğretim</strong> Kanunu<br />

4 Kasım 1981 tarihli ve 2547 sayılı <strong>Yükseköğretim</strong> Kanunu, merkeziyetçi<br />

yapıyı bütün unsurlarıyla kurmayı başarmış, ülkemizde 35<br />

yıl süren Üniversiteler Kanunu dönemini kapatmıştır. Yukarıda özet<br />

olarak izah edilen dönem, 1946 yılında 4936 sayılı kanunla kurulan,<br />

bu kanunda 115, 119, 345 ve 923 sayılı kanunlarla yapılan değişiklik<br />

ve ilavelerle sürdürülen, 1750 sayılı yeni kanunla da değiştirilemeyen<br />

bir sistemin var olduğu dönemdir. 1750 sayılı kanunda, öncekilerle<br />

model ve ilkeler bakımından önemli farklar yoktur. Kanun’un getirdiği<br />

yeni kuruluşlar ise, Anayasa Mahkemesi tarafından Kanun’un<br />

bazı maddelerinin iptal edilmesi yüzünden uygulama imkânı bulamamıştır.<br />

35 yıl devam eden bu sistemde, üniversitelerin geliştiği,<br />

öğretim üyelerinin sayısının ve kalitenin arttığı söylenebilir. 12 Eylül<br />

1980 askeri darbesiyle başlayan yeni dönemde ise, üniversiteler,<br />

bölücü ve anarşik olayların önemli bir kaynağı olarak gösterilmiş,<br />

bu anlayış içinde üniversitelere yeni bir düzen ve yeni bir istikamet<br />

verilmek istenmiştir. 2547 sayılı <strong>Yükseköğretim</strong> Kanunu’nun hazırlandığı<br />

sırada hâkim atmosfer budur.<br />

Yeni kanunun uzun tanım ve amaç maddeleriyle başladığı dikkati<br />

çekmektedir. Önceki kanunlarda olduğundan çok farklı olarak, üniversitelerin<br />

görevi yerine, amaç ve ana ilkeler başlıklı maddelerde,<br />

birçok tekrara yer verilerek, evrensel üniversite kavramıyla uyumlu<br />

olmayan pek çok ifade sıralanmıştır. Kanunun az okunduğunu sandığımız<br />

bu maddesini zikretmek isabetli olacaktır.<br />

157

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!