Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
DÜNYADA YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMLERİ<br />
“Title IV federal öğrenci yardım programları”na katılan yükseköğretim<br />
kurumlarındaki 1.314.506 öğretim elemanının, 624.753 tanesi<br />
yarı zamanlı olarak çalışmaktadır (Knapp, Kelly-Reid, Whitmore ve<br />
Miller, 2007). Üniversite, yarı zamanlı öğretim elemanı çalıştırarak<br />
maliyeti düşürmekte ve böylece kısa vadede kazanç elde etmeye çalışmaktadır.<br />
Yarı zamanlılar, genellikle üniversitede daimi kadro ve<br />
sağlık sigortası gibi olanaklardan mahrum olarak çalışmaktadırlar.<br />
Dahası, yarı zamanlılar düşük bir ücrete mahkûm edilmektedirler. Bu<br />
süreç devam ederse –ki bunun aksi yönde bir delil yoktur– üniversitelerin<br />
lisansüstü eğitimine yönelik talep düşecektir. Çünkü özellikle<br />
II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, lisansüstü öğrencilerin doktoralarını<br />
bitirip bir üniversitede tam-zamanlı olarak işe başlamaları ve<br />
bir süre sonra daimi kadro almaları olanağı oldukça iyiydi. Şimdilerde<br />
bu olanağın önemli ölçüde kısıtlı olduğu görüldüğünde, öğrenciler<br />
için doktora yapmak cazip olmaktan çıkmaktadır. Lisansüstü<br />
eğitime talep düştükçe, üniversiteler nitelikli araştırmacı bulmakta<br />
zorlanacaklardır. Dahası, kadroda olmayan bir öğretim elemanının<br />
akademik özgürlüğünden bahsetmek anlamsızdır (Schneider, 1999).<br />
Çünkü yarı-zamanlı öğretim elemanları, basit gerekçelerle kolaylıkla<br />
işten çıkarılabilmektedirler. Yarı-zamanlı öğretim elemanlarıyla<br />
yürütülen bir eğitimin niteliğinde de sorunlar ortaya çıkmaktadır.<br />
Çünkü hem yarı-zamanlı öğretim elemanı yeterince motivasyon sahibi<br />
olamamaktadır hem de öğrenciler hocalarını istedikleri zaman<br />
bulamamaktadırlar.<br />
3.1.3. Giriş Sistemi<br />
Amerika’da yükseköğretim almak isteyen herkesin seçebileceği<br />
veya herkese hitap edebilen çeşitlilikte çok sayıda yükseköğretim<br />
kurumu vardır. Amerika Giriş Sisteminde kullanılan ölçütler şunlardır:<br />
öğrencinin bir yetenek ya da başarı sınavından (SAT ya da ACT)<br />
aldığı puanlar, lisedeki derslerde aldığı notlar, sınıftaki derecesi, okul<br />
dışındaki etkinlikleri, kişisel niyet mektubu ve öğretmenlerinden<br />
alınan tavsiye mektupları. Bu ölçütlerin her birine ne derece ağırlık<br />
verildiği, kurumdan kuruma değişmektedir. <strong>Yükseköğretim</strong> kurumları<br />
kendi başvuru ofisleri aracılığıyla öğrencileri seçerler. SAT yetenek<br />
sınavı, kâr amacı gütmeyen ve bağımsız bir kuruluş olan “The<br />
95