Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
YÜKSEKÖĞRETİM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE<br />
dırılmaktadır. Bazı geleneksel alanlar gözden düşerken, bazı alanlar<br />
bütünüyle terk edilmiş, mühendislik, ekonomi ve insan bilimlerinde<br />
disiplinler-arası çalışma alanları gelişmiştir. Bütün ülkeler, üniversitelerden,<br />
toplumsal ve ekonomik problemlerin çözümüne katkıda<br />
bulunmalarını beklemektedir. Pek çok ülkede üniversiteleri düzenleyen<br />
yasalar yeniden hazırlanmaktadır.<br />
Hemen bütün ülkelerdeki yükseköğretimde, öğrencilerin becerileri,<br />
kapasiteleri, iş dünyasının ihtiyaçları, öğrenim süreleri gibi konularda<br />
daha esnek bir yapılanmaya doğru gidilmektedir. <strong>Yükseköğretim</strong><br />
kurumları tarafından paylaşılan hususlardan biri de, toplumsal<br />
ve ekonomik çevre ile ilişkilerin geliştirilmesidir. Bu kapsamda<br />
farklı faaliyet alanları ortaya çıkmaktadır. Bu faaliyet alanları, teknoloji<br />
transferi, sürekli eğitim, işyeri eğitimi ve endüstriyel paydaşların<br />
üniversite eğitimine veya yönetimine katılması olarak sıralanabilir<br />
(Zaharia, 2002). Endüstri ile toplumun farklı kesimleri arasındaki<br />
ilişkileri güçlendirmek için Avrupa üniversiteleri, kendi yönetim yapılarında<br />
da bazı değişiklikler yapmışlardır.<br />
Avrupa üniversiteleri, Kuzey Amerika üniversiteleriyle karşılaştırıldıklarında<br />
daha statik bir görüntü arz etmektedirler. Avrupa’da<br />
yeniden yapılanma sürecinde, yeni ihtiyaçlara cevap verebilecek bir<br />
üniversite modeli aranmaktadır. Kamu dışından kaynak sağlayabilen,<br />
ulus ötesi işbirlikleri geliştirebilen, ekonominin gelişmesine katkıda<br />
bulunan, toplumsal beklentilere cevap verebilen ve herkesin her<br />
yaşta öğrenme ihtiyacını karşılayabilen, esnek ve toplumsal sorumluluk<br />
sahibi bir üniversite modeli öne çıkmaktadır. <strong>Bir</strong>çok yönlerden<br />
karşılaştırma yapıldığında (patent, nitelikli yayın, dış öğrenci kabul<br />
sayısı, üniversite-toplum-iş dünyası ilişkileri, sahip olunan kaynaklar,<br />
yönetim süreci ve yöneticinin niteliği vb.), Avrupa üniversitelerinin<br />
Amerikan üniversitelerinin gerisinde olduğu söylenebilir.<br />
Amerika dünyanın en öncü ve dinamik üniversitelerine sahiptir.<br />
Bütün bunlarla birlikte, Amerikan halkının yükseköğrenim oranları<br />
artık dünyada öncü değildir ve Amerika, OECD ülkeleri arasında<br />
12. sıradadır. Ayrıca, sıralamada Amerika’dan sonraki diğer beş-altı<br />
ülke Amerika’ya bir hayli yakındır (U.S. Department of Education,<br />
2006).<br />
77