28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM<br />

ması normaldir. Bu üniversitelerin getirilerinin ne olacağı sorusunun<br />

cevaplanması gerekir. Ne var ki, diğer ülkelerdeki tecrübeler,<br />

bu konuda daha cesur olmamız için yol göstericidir. İkinci Dünya<br />

Savaşının sonuna doğru 1944’te Amerika’da özellikle savaş gazilerinin<br />

üniversiteye gitmelerine olanak sağlayan ve sonraki yıllarda<br />

Amerikan üniversitelerinde milyonlarca kişinin eğitim almasına<br />

olanak sağlayan G. I. Bill denen yasa, devrin Chicago ve Harvard<br />

üniversitesi rektörleri olan Hutchins ve Conant tarafından kuşkuyla<br />

karşılanmıştır. Bu rektörlerin kuşkuları yersiz değildi; fakat öğrenci<br />

sayısının artması, üniversitelerin gelişmesine ve Amerikan ekonomisine<br />

olumlu olarak yansımıştır (U.S. Department of Education,<br />

2006). Avrupa’da da 1960’lardan itibaren öğrenci sayısı artmaktadır.<br />

Türkiye de öğrenci sayısını artırmak zorundadır. Zaten Türkiye’nin<br />

üniversitelerdeki hem niceliği hem de niteliği artıracak çözümlere<br />

ihtiyacı olduğu hususunda neredeyse tam bir uzlaşı vardır (YÖK,<br />

2007).<br />

YÖK’ün kuruluşundan itibaren genel olarak yükseköğretimde<br />

okullaşma oranını önemli ölçüde artırdığı bilinmektedir. Ne var ki,<br />

şimdiye kadar YÖK’ün yükseköğretimdeki mevcut potansiyeli tam<br />

olarak veya verimli bir şekilde kullandığı söylemek de mümkün<br />

gözükmemektedir. 12 Özellikle üniversite mezunlarının alanlara göre<br />

dağılımına bakıldığında, temel bazı alanlarda yetersizlikler bulunduğu<br />

gözlenmektedir. Bilgisayar ile ilgili alanlar ve sağlık bilimleri<br />

alanlarından mezunların payı, diğer OECD ülkelerinin gerisinde bulunurken,<br />

ziraat (tarım), fen-edebiyat fakültelerinin eğitim ile ilgili<br />

bölümleri ve eğitim fakültelerinin mezunlarının payı diğer OECD<br />

ülkelerine göre oldukça yüksektir. Türkiye’nin sağlık bilimleri alanında<br />

yaşadığı insangücü yetersizliği, bilgisayar ile ilgili faaliyetlerin<br />

ekonomik büyüme sürecinde taşıdığı önem ve işsizlik oranının üniversite<br />

mezunları arasındaki yüksekliği dikkate alındığında, bu durum,<br />

Türkiye’de eğitim planlamasının, işgücü talebi ile arzı arasında<br />

uyumu ihmal ettiğinin önemli bir göstergesidir (TÜSİAD, 2006).<br />

12. <strong>Yükseköğretim</strong> Kurulu, 2008 yılında sistematik olmasa da temelde öğretim üyesi sayısını<br />

esas alarak, 4 yıllık ve 2 yıllık örgün yükseköğretim programlarındaki kontenjan sayısını yaklaşık<br />

94 bin artırmıştır.<br />

182

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!