28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM<br />

İsveç’i ve okullaşma oranı açısından yükseköğretimde çok büyük bir<br />

ilerleme sağlayan ve bu açıdan bize örneklik teşkil etmesi muhtemel<br />

olan Polonya ele alınacaktır. Ardından, Ortadoğu’da küçük bir ülke<br />

olan ve oldukça gelişmiş üniversitelere sahip İsrail incelenecektir.<br />

Son olarak da, gelişmiş bir yükseköğretim sistemine sahip Japonya’yı<br />

ve son yıllarda büyük bir gelişme sergileyerek dünyanın en büyük<br />

yükseköğretim sistemine sahip olmayı başaran Çin Halk Cumhuriyeti<br />

tartışılacaktır.<br />

88<br />

3.1. Amerika <strong>Bir</strong>leşik Devletleri<br />

Kolonyal Amerika’da kurulan ilk yükseköğretim kurumları, kiliselere<br />

dini lider (papaz, rahip vs.) ve devlete yönetici yetiştirmek<br />

amacına hizmet etmişlerdir. Üniversite, genel olarak toplumun değerlerini<br />

kendi bünyesiyle bütünleştirebilmiştir. Bu hem özel okullar<br />

hem de kamu okulları için geçerlidir. Özel okullar, kendini destekleyen<br />

kurumların veya cemaatlerin değerlerini, kamu okulları ise<br />

bölgesel veya milli değerleri yansıtırlar. Harvard Üniversitesi gibi<br />

ilk yükseköğretim kurumları, doğrudan kilise okulları olarak kurulmuşlardır.<br />

Dahası, çoğu üniversitenin büyük şehirlerden uzak kentlerde<br />

kurulması, büyük şehir yaşamına karşı duyulan güvensizlik ve<br />

gençlerin büyük şehirlerde yozlaşacakları inancını yansıtmaktadır<br />

(Gade, 1991, s. 1082).<br />

Amerikan üniversitelerinin dünya yükseköğretimine yaptıkları<br />

önemli bir katkı, Amerikalı reformcuların üniversite ve toplum<br />

arasındaki bağlantıları öne çıkarmalarıdır (Altbach, 1999). Topluma<br />

hizmet nosyonu çerçevesinde, üniversite ile endüstri ve tarımın<br />

doğrudan bağlantıları öne çıkarılmıştır. Üniversitenin bu bağlantıları<br />

öne çıkarmasında, Abraham Lincoln’ın 1862 yılında imzaladığı<br />

Morrill Yasası önem arz eder. Morrill Land-Grant Act (Morrill<br />

Toprak Bağışlama Yasası) olarak da bilinen bu yasa, Amerikan üniversitelerinin<br />

gelişmesinin biçimini derinden etkilemiştir. Bu yasa,<br />

Amerika’nın endüstriyel ve tarımsal açıdan hızlı gelişmesi sorununa<br />

bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır. Morrill sayesinde üniversiteler,<br />

“beyefendi”, doktor, avukat, rahip ve öğretmen yetiştirmenin ötesinde,<br />

mekanik, tarım ve üretimle alakalı bölümler açarak toplumun<br />

ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya başlamışlardır. Dahası, bu yasa

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!