Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
YÜKSEKÖĞRETİM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE<br />
araştırmaların bazı firmalar tarafından denetime tabi tutulması ile<br />
yayınları geciktirmesi ve hatta sonuçları çarpıtması, bilimsel açıklık,<br />
nesnellik ve bağımsızlık gibi hususlar açısından sorunludur (Bodenheimer,<br />
2000; Bok, 2003).<br />
<strong>Yükseköğretim</strong>in, toplumsal getirisi olan bir kamu hizmeti olması<br />
ve dolayısıyla yükseköğretimin finansmanının ağırlıklı olarak<br />
devlet tarafından karşılanması gerektiği hususunda ısrar etmek için<br />
önemli nedenler vardır. Sözgelimi Brown (2000), kamu paralarıyla<br />
finanse edilen araştırmaların daha etkili ve verimli olduğunu anlatmak<br />
için sağlık sistemiyle bir analoji yapmaktadır. Amerika <strong>Bir</strong>leşik<br />
Devletleri, gelişmiş ülkeler içerisinde milli bir sağlık sistemi olmayan<br />
tek ülkedir. Sağlık sektörü, çoğunlukla özel sektörün elindedir. Amerika,<br />
milli gelirinin % 15’ini sağlığa harcamaktadır ve halkın yaklaşık<br />
dörtte biri sağlık sigortası sahibi değildir. Öte yandan, Kanada’da<br />
herkes sigortalıdır ve bu, milli gelirin % 9’u ile karşılanmaktadır.<br />
Kanada’da kanser teşhisi konan hastalar Amerika’da teşhis konanlara<br />
göre, ortalama 14 ay daha uzun yaşıyorlar. Brown’a göre, ilaç fabrikalarında<br />
yapılan araştırmalara göre, kamu paralarıyla yapılan araştırmalar<br />
daha ucuz ve güvenlidir.<br />
Türkiye açısından, üniversitelerin piyasa ile olan ilişkilerine bakılacak<br />
olursa, Amerika’dakinden çok daha farklı bir tablo ile karşı<br />
karşıya olunduğu görülecektir. Amerika’da üniversiteler sanayi ile<br />
ilişkilerini oldukça ilerletmiş ve hatta üniversiteler şirketleşmeye<br />
doğru gitmişlerdir. Türkiye’de ise üniversiteler, bulundukları bölgelerin<br />
ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlarına karşı genellikle kayıtsız<br />
kalmış ve hatta bu kayıtsızlıkla övünmüşlerdir. Şirketleşme, üniversitelerin<br />
tamamen kâr mantığı ile hareket etmesi olarak ele alınırsa<br />
şayet, Türkiye’de üniversitelerin ihtiyaç duyduğu şey, şirketleşme değil,<br />
üniversiteler ile üniversitenin bulunduğu bölgedeki toplum ve iş<br />
dünyasının ilişkilerinin güçlendirilmesidir. 5. Bölümde ele alınacağı<br />
üzere, Türkiye’de üniversite ile ekonominin ilişkileri oldukça zayıftır<br />
ve bu ilişkilerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Dünyanın her<br />
yerinde üniversiteler bulunduğu bölge ve üniversitenin ekonomik<br />
ihtiyaçlarını karşılama ve milli kalkınmaya katkı yapmakla yükümlüdürler.<br />
69