Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM<br />
bu şekilde anlaşıldığı için, kurum olarak üniversite, halka karşı hesap<br />
verir olmaktan uzak bir görüntü arz etmektedir.<br />
Akademik açıdan üniversitelerin yeniden yapılanması konusunda<br />
çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Üniversiteden beklentilerin<br />
değiştiği bu dönemde akademik özgürlük ve üniversite özerkliğine<br />
verilen önemin artırılması zorunludur (UNESCO, 1992). Başta<br />
ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde üniversitelerin değişen rolü konusunda<br />
çeşitli eğilimler ortaya çıkmaktadır. Örneğin, özellikle son<br />
20 yılda ABD’de çoğu yükseköğretim kurumlarında akademik bilgi,<br />
genel olarak piyasaya bağımlı bir yörüngede yeniden yapılandırılmıştır.<br />
ABD’de, yükseköğretimle ilgili baskın olan yaklaşım, yükseköğretimin<br />
toplumsal bir kurum olarak görülmesinden, bir endüstri<br />
olarak görülmesine doğru bir değişim göstermiştir. Bununla birlikte,<br />
başta İngiltere olmak üzere, birçok batı ülkesinde kaynak kullanımında<br />
ve araştırmalarda denetim artırılmıştır. Ancak teknolojiye yenilik<br />
ve ekonomiye katma değer sağlayan, verimi ve ihracatı arttıran<br />
projelere geniş destek sağlanmış, üniversiteler bu anlayışla yeniden<br />
yapılandırılmıştır. Dahası, bu anlayışı destekler biçimde lisans müfredatı<br />
ve laboratuarlar gözden geçirilmiş, lisansüstü araştırmalarda<br />
uygulamaya önem verilmiştir.<br />
ABD ve bazı diğer ülkelerde yükseköğretim, gittikçe bir meta<br />
olarak düşünülmekte ve üniversiteler gittikçe daha fazla şirketleşmektedirler.<br />
Bunun sonucunda, dünyada harçların artırılması<br />
ve eğitimin ticarileştirilmesi gibi güçlü eğilimler ortaya çıkmıştır<br />
(Altbach, 1999). Bunlar, devletlerin yükseköğretim harcamalarını<br />
azaltmaya dönük eğilimleridir. Çünkü öğrenci sayısında dünya çapında<br />
görülen artışla birlikte, hükümetler yükseköğretime gittikçe<br />
daha fazla miktarda kaynak ayırma konusunda zorluk çekmektedirler.<br />
Bu süreçte, özellikle uygulamalı araştırma konuları daha çok<br />
desteklenmektedir. Bu eğilimlerin, uzun vadede eğitimin niteliği,<br />
niceliği ve akademik özgürlük üzerindeki etkisinin ne olacağı -en<br />
azından- belirsizdir. Tarih göstermiştir ki, üniversiteler değişen<br />
şartlara kendilerini adapte etme konusunda hayli başarılıdırlar ve<br />
aynı zamanda hem araştırma hem de öğretime olan adanmışlıklarını<br />
sürdürmüşlerdir. Yine tarihten biliyoruz ki, akademik özgürlük<br />
50