28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DÜNYADA YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMLERİ<br />

birbiriyle yarışmaktadır (Bok, 1986, s. 21). Herkes üniversite kurma<br />

hakkına sahiptir. <strong>Yükseköğretim</strong> kurumu sayısı arttıkça, kurumlar<br />

arası rekabet artmıştır. Özel üniversiteler, birçok açıdan kamu<br />

üniversiteleri ile yarışabilmektedirler. Üniversiteler, en iyi hocaları,<br />

öğrencileri, sporcuları ve araştırma fonlarını alabilmek için, yoğun<br />

bir yarışa girişmişlerdir. Amerika’daki kurumlar arası bu rekabeti,<br />

öğrenciler arasındaki rekabetten ayırmak gerekir. Sözgelimi, Türkiye<br />

ve Japonya gibi ülkelerde, öğrenciler arasında çok ciddi bir yarış<br />

vardır fakat kurumlar arası rekabet Amerika’daki kadar gelişmemiştir.<br />

Adem-i merkeziyetçi yapının dezavantajları da vardır. Örneğin,<br />

Amerika’da öğrencileri aşırı reklâm yoluyla çeken, eğitim kalitesi<br />

düşük birçok okul vardır. Devletin denetleme mekanizmasının daha<br />

yoğun olduğu Avrupa ülkelerinde, bu derece niteliksiz okul bulmak<br />

mümkün değildir.<br />

Serbest Piyasa: Amerikan yükseköğretiminin ikinci vasfı, merkezi<br />

bir planlamadan ziyade serbest piyasaya olan bağlılığıdır (Gade,<br />

1991). Öğrenci sayısının çok ciddi düzeyde arttığı 1960’larda, federal<br />

hükümetin de desteğiyle, mevcut okullar genişletilmiş ve yeni okullar<br />

kurulmuştur. Genel olarak okullar öğrenci sayısındaki artışa kendilerince<br />

cevap vermişler, öğrenciler kendi amaçlarına ve ilgilerine<br />

uygun bir okul bulmuşlardır. Buna karşılık, planlama yokluğunun<br />

dezavantajları da vardır. Çaba ve kaynaklar, rekabet adına boşa harcanabilmektedir.<br />

Sözgelimi, 1960’larda ülkenin ihtiyacından daha<br />

fazla (ve niteliksiz) doktora programı açılmıştır (Bok, 1986).<br />

Kurumsal Çeşitlilik: Amerikan yükseköğretiminin üçüncü vasfı,<br />

kurumlar arası çeşitliliktir (Gade, 1991). Geleneksel olarak<br />

Amerika’da üç tarz yükseköğretim kurumu vardır: İngiliz tarzı eğitim<br />

veren kolejler, Alman tarzı araştırma üniversiteleri ve ön lisans<br />

düzeyinde eğitim veren yüksekokullar. Kolonyal zamanlardan itibaren<br />

Amerika, geniş bir müfredatla zihni eğitmeyi amaçlayan ve aynı<br />

zamanda karakter eğitimini öne çıkaran hümanist (liberal) kolejleri<br />

İngilizlerden almıştır. Bu tarz eğitim, Amerikan lisans eğitimini şekillendirmiştir.<br />

Amerika, 19. yüzyıl Almanya’sından, araştırma yapan<br />

ve yeni araştırmacıları yetiştiren üniversite modelini almıştır.<br />

Bu model, Amerikan lisansüstü eğitimini şekillendirmiştir. Ayrıca<br />

91

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!