28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİMİN TEMEL MESELELERİ<br />

temleri konusunda mükemmeliyet merkezleri olmalıdırlar. Şimdiye<br />

kadar üniversiteler eğitimin kalitesini artırmak için, hocaların eğitim<br />

seviyesini artırmaya (örneğin doktora yapmalarını şart koşmak<br />

veya uluslararası yayınlarından dolayı onları ödüllendirmek vs.) çalışmaktaydılar.<br />

Bu türden dolaylı yollar yerine, doğrudan öğretime<br />

dair ödüllendirme geliştirilmelidir. Öğretim konusunda başarılı öğretim<br />

üyeleri belirlenmeli ve bu konudaki başarıları akademik yükseltmelerde<br />

kullanılmalıdır.<br />

Bazı üniversiteler kalitesiz olarak algılandığı ve üniversite giriş sınavında<br />

yığılma olduğu için, özellikle bu okullardaki eğitim kalitesinin<br />

artırılması elzemdir. <strong>Bir</strong> kurumun müfredatında ne yer aldığından<br />

çok, bu müfredatı nasıl sunduğu, piyasada yer etmesi açısından<br />

daha önemli olabilmektedir. Yapılan araştırmalar, yükseköğretim<br />

kurumlarında kullanılan yöntemlerin çoğunun, eğitim yönteminin<br />

öğrencilerin kavram yanılgılarını ortadan kaldırmadığını ve karmaşık<br />

düşünce becerilerini öğretme konusunda başarısız olduğunu<br />

göstermektedir (Gardiner, 1994). Bu nedenle, yükseköğretim kurumlarımızda,<br />

bütün öğretim üyelerine etkili öğretim yapmaları konusunda<br />

yardım sunması için pedagoji merkezleri kurulması faydalı<br />

olacaktır.<br />

Türkiye’de yükseköğretim alanındaki sorunlardan biri de, kalite<br />

güvencesi mekanizmalarının yokluğudur. Her ne kadar bazı bölümler<br />

ve üniversiteler kalite güvencesi konusunda örnek çalışmalar yapmışsa<br />

da, Türkiye 2001 yılında dâhil olduğu Bologna Süreci’nin 2005<br />

yılında yapılan değerlendirmesinde en düşük notu kalite güvencesi<br />

alanında almıştı. Avrupa ülkelerinde özellikle 1990’lı yıllarda milli<br />

kalite değerlendirme ajansları kurulmuştur (OECD, 2003). Bu kalite<br />

değerlendirme ajanslarının en önemli özelliği, devletten bağımsız<br />

olmalarıdır. Devlet tarafından finanse edilen ajanslar bir kurumun<br />

değerlendirmesini yaparken, genellikle o kurumun dışından akademisyenlerin<br />

değerlendirmelerini alırlar. Türkiye ise, akademik değerlendirme<br />

konusundaki çalışmalara başlama hususunda çok geç<br />

kalmıştır. 2005 yılında, ulusal çerçevede kalite güvence sistemine<br />

yönelik “<strong>Yükseköğretim</strong> Kurumlarında Akademik Değerlendirme<br />

ve Kalite Geliştirme” isimli bir yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetme-<br />

201

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!