28.04.2015 Views

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

Türkiye'de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz - SETA

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM<br />

nin, üniversiteleri adeta kendi mülkleri olarak gördükleri ve dışarıdan<br />

yönetime müdahaleye karşı çıktıkları gerekçesiyle eleştirenler<br />

de bulunmaktadır (Ergüder, 2008). Rektörün belirlenmesinde seçim<br />

sisteminin en büyük eksikliği ya da en sorunlu yanı, rektörlerin bizzat<br />

kendilerinin öğretim üyelerini atamaları yani onları işe almaları<br />

ve daha sonra işe aldıklarının rektörlük seçimlerinde oy kullanmalarıdır.<br />

Bu soruna bir çözüm olarak, yardımcı doçent kadrosuna alınan<br />

akademisyenlerin üç yıl çalıştıktan sonra (TÜSİAD, 2004) oy<br />

hakkını edinmeleri önerilmişse de, bu öneri da aslında sorunu çözmeyecektir.<br />

Çünkü rektör kendi yandaşları için doçent veya profesör<br />

kadrosu da açabilir. Benzer şekilde, YÖK (2007) tarafından önerilen,<br />

“en az iki yıldır o üniversitede kadrolu öğretim üyesi olarak” (s. 165)<br />

çalışanların rektörlük seçiminde oy kullanabilme hakkı elde etmesi,<br />

içerdiği totoloji nedeniyle de sorunludur. Çünkü bir üniversitede<br />

öğretim üyesi olarak kadro elde etmek rektörün inisiyatifindedir.<br />

Seçim sisteminin bütün bu sayılan sakıncalarına rağmen, öğretim<br />

üyelerinin çoğunluğunun seçimden yana olduklarını hatırlatalım.<br />

Her ne kadar Türkiye’de seçim sistemine geçilmesi sıklıkla dile<br />

getirilse de, Batı’da böyle bir sistem neredeyse hiç kalmamıştır. Daha<br />

önce işaret edildiği üzere, İngiltere, ABD, Almanya ve Hollanda gibi<br />

ülkelerde, yalnızca kendi seçtiği organlar eliyle yönetilen üniversite<br />

kalmamıştır (Doğramacı, 2007). Bilindiği üzere, Kıta Avrupası ülkelerinde,<br />

ilgili Eğitim Bakanlarının yani hükümetin devlet üniversiteleri<br />

üzerinde son derece etkin bir rolü vardır. İngiltere ve ABD<br />

gibi ülkelerdeki üniversiteler ise, Yöneticiler Kurulu veya Mütevelli<br />

Heyeti niteliğindeki ara kuruluşlar tarafından yönetilmekte ve bu tür<br />

kurulların üyelerinin çoğu, o üniversitenin mensubu olmayan kişilerden<br />

oluşmakta ve seçilmiş valiler tarafından atanmaktadır.<br />

Rektörlerin belirlenmesinde uygulanan mevcut düzenlemeye bir<br />

alternatif şudur: Kısa vadede köklü üniversitelerin, orta vadede bütün<br />

üniversitelerin birer kanunu ve “Yöneticiler Kurulu”/“Mütevelli<br />

Heyeti” olmalı, üniversitenin genel gidişatını tayin eden ilkeler ve<br />

rektör, bu kanun ve heyet tarafından düzenlenip belirlenmelidir.<br />

Kuşkusuz böyle bir yaklaşım, üniversitelere farklılaşmak ve özelleşmek<br />

hususunda fırsat tanıyacaktır. Konuyla ilgili olarak dünyada-<br />

168

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!