10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

na su geçmez ise, gusl abdesti câiz olmaz. En doğrusu da budur). İbni Âbidîn “rahmetullahi<br />

aleyh” bunu açıklarken buyuruyor ki, (Zararı olmaz diye fetvâ verilmesi,<br />

su, dişdeki şeyin altına sızıp, ıslatacağı içindir. (Hulâsat-ül-fetâvâ)da da, böyle<br />

yazmakdadır. Bu fetvâdan da anlaşılıyor ki, altına su geçmezse, gusl câiz olmaz.<br />

(Hilye) kitâbı da böyle diyor. (Münyet-ül-musallî) şerhinde de böyle yazılıdır. Çünki,<br />

su dişe sızmadığı gibi, burda zarûret ve harac yokdur demekdedir).<br />

(Merâkıl-felâh)ı açıklıyan Tahtâvî buyuruyor ki, (Diş çukurunda veyâ dişler arasındaki<br />

yemek artıklarının altına su geçerse, gusl câiz olur. Bunlar, sert olup altına<br />

su geçmez ise, gusl câiz olmaz. (Feth-ul-kadîr)de de böyle yazılıdır).<br />

Tahtâvî (Dürr-ül-muhtâr) hâşiyesinde diyor ki, (Dişleri arasına veyâ diş çukuruna<br />

giren yemek parçası altına su sızacağı için gusle mâni’ olmaz. Suyun sızdığında<br />

şübhe ederse, bunları çıkarıp dişlerin arasını ve çukurunu yıkamalıdır).<br />

Her müslimânın ibâdet yaparken ve harâmdan sakınırken, kendi mezhebi âlimlerinin,<br />

(Fetvâ böyledir), (En iyisi budur), (En doğru söz budur) gibi bildirdiklerine<br />

uyması lâzımdır. Kendi arzûsu ile yapdığı bir şey, buna uymasına mâni’ olur<br />

ve bu mâni’ olmanın önlenmesinde (harac), meşakkat bulunursa, kendi mezhebinde<br />

doğru olduğu bildirilen başka bir söze uyması lâzımdır. Meselâ, ödünç verdiğinin<br />

senedine ödeme târîhi koymak harâmdır. Fâiz olur. Fekat başkasına havâle<br />

edilmek yolu ile, ikisinin de belli târîhde ödemeleri câiz olur. Böyle de yapamazsa,<br />

hanefî mezhebinde bulunan kimse, hanefî mezhebindeki âlimlerin fetvâ olarak<br />

seçilmemiş za’îf sözlerine uyarak, işini görür. İkinci kısm, 1. ci maddeye ve üçüncü<br />

kısm, 12. ci maddeye bakınız! Böyle kurtuluş yolu da bulamazsa, diğer üç mezhebden<br />

birini taklîd ederek, ya’nî bir mezhebe uyarak o işi yapar. Hanefî mezhebinin<br />

âlimleri, bu kimsenin başka mezhebi taklîd etmesinin vâcib olduğunu bildiriyor.<br />

Meselâ, (İbni Âbidîn), üçüncü cildin 190. cı sahîfesinde ta’zîri anlatırken buyuruyor<br />

ki, (Büyük âlim İbni Emîr Hâc, (Tahrîr) şerhinde: Şer’î delîl gösteriyor<br />

ki, bir müctehidin sözü ile amel etmek ve ihtiyâc olunca, başka bir müctehidi<br />

taklîd etmek lâzımdır. Bu delîl, (Bilenlerden sorunuz!) âyet-i kerîmesidir. Belli bir<br />

hâdise ile karşılaşılınca, bunun nasıl yapılacağı sorulur. Bu iş hakkında, bir müctehidin<br />

sözü biliniyorsa, o işi bu söze uyarak yapmak vâcib olur demekdedir). Görülüyor<br />

ki, başka mezhebi taklîd etmesi vâcib olmakdadır. Başka bir mezhebi taklîd<br />

etmesi de mümkin olmazsa, haraca sebeb olan şeyi yapmasında zarûret olup olmadığına<br />

bakılır:<br />

A — Haraca sebeb olan şeyi yapmasında zarûret varsa, o farzı terk etmesi veyâ<br />

harâmı zarûret mikdârı işlemesi câiz olur. Zarûret ile yapılan şeyde, zarûret bitince<br />

harac devâm ederse, yine böyledir.<br />

B — Haraca sebeb olan şey, zarûret olmadan yapılmış veyâ zarûret ile birkaç<br />

şey yapılabilir ve bunlardan harac bulunan şeyi yapmağı seçerse, farzı terk etmesi<br />

câiz olmaz. Fıkh âlimleri, bu kâ’ideye uyarak birçok mes’eleyi çözmüşlerdir:<br />

1 — Sallanan diş gümüş tel ile bağlanınca, imâm-ı Muhammed, gümüş koku yapar,<br />

altın tel ise yapmaz dedi. Zarûret olduğu için altın ile bağlamak harâm olmaz<br />

dedi. İmâm-ı a’zam ise, gümüş tel de koku yapmaz. Altın tel ile bağlamak zarûret<br />

olmadığı için, harâm olur dedi. İmâm-ı Muhammedin “rahmetullahi teâlâ aleyh”<br />

kavli ile amel olunur. Başka mezhebi taklîde ihtiyâc yokdur.<br />

2 — Bir erkeğin, zevcesi ile süt kardeş oldukları, fekat birinin veyâ her ikisinin<br />

bir kerre emmiş olduğu anlaşılsa, hanefî mezhebine göre nikâhları bozulur. Yâ, ayrılırlar.<br />

Yâhud, şâfi’î mezhebini taklîd ederler. Nikâhlarında velîleri bulunmamış<br />

ise, yeniden şâfi’î mezhebine göre nikâh yaparak evli kalırlar. Doyuncıya kadar beş<br />

kerre emmiş ise, şâfi’î mezhebini taklîd mümkin olmaz. Ayrılmaları lâzım olur.<br />

3 — Akşam nemâzı için otobüsü durduramıyan, inip yerde vaktinde kılar. Sonra<br />

gelen başka otobüse biner. Yâhud, vaktinden sonra, şâfi’îyi taklîd ederek, yat-<br />

– 134 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!