10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tâblardan terceme edilmişdir. Ben de, bunları okuyup anlamağa çalışmakdayım.<br />

Bir tarîkat ile ve bir şeyh ile hiçbir ilgim olmamışdır ve yokdur.<br />

Evet, islâm âlimi gördüm. Müslimânlığın ne olduğunu ve islâmiyyetin yüksek<br />

bilgilerini ondan öğrenmekle şereflendim. Onun islâm ilmlerinde ve fen ve târîh<br />

bilgilerinde engin bir denize benzediğini ve islâm dîninden kaynaklanan güzel ahlâkını<br />

görerek hayrân oldum. Bu büyük zâtdan, şeyhlikle, mürîdlikle ilgisi olduğunu<br />

gösteren bir söz işitmedim. Tekkelerin kapatılmasından önce ve sonra ismleri<br />

duyulan ba’zı tarîkatcıların, islâmiyyete ve tesavvuf bilgilerine uymadıklarını,<br />

zararlı olduklarını söylerdi. Dünyânın her yerinde, her dilde tesavvuf kitâbları<br />

yazılmakdadır. Kanûnlar, tesavvuf kitâbı yazmağı ve tesavvuf ilmini övmeği değil,<br />

tesavvuf perdesi altında, şahsî menfe’at sağlamağı ve tesavvufda bulunmıyan<br />

kötülükleri yapmağı suç saymakdadır. Tesavvuf âlimleri de, böyle tarîkatcıları red<br />

etmişler, bunların din hırsızları olduklarını, islâmiyyeti içerden yıkdıklarını bildirmişlerdir.<br />

Kitâblarımda ve konuşmalarımda hep, (Müslimânın kanûnlara uyması<br />

lâzımdır. Fitne çıkarmak harâmdır) diyorum. Böyle söyliyen kimse, kanûna uymıyan<br />

iş yapar mı? Hasedcilerimin, beni kendileri gibi münâfık zan etdikleri anlaşılıyor.<br />

Çok yanılıyorlar! Münâfık kelimesini, burada kâfir ma’nâsına kullanmıyorum.<br />

Dışı içine uymıyan, iki yüzlü demek istiyorum. Söz ile olan bu nifâkın küfr<br />

olmadığı, harâm olduğu, (Hadîka)da, dil âfetlerinde yazılıdır. Bu zevallılar, bilerek<br />

veyâ bilmiyerek, islâm düşmanlarının ekmeklerine yağ sürüyor ve islâmiyyete,<br />

onlardan dahâ çok zararlı oluyorlar. Çünki, bunların kitâblarını ve dergilerini<br />

okuyan sâf müslimânlar ve hele asîl ve kahramân ecdâdının mukaddes dînini öğrenmeğe<br />

susamış olan temiz gençler, bunların yaldızlı kelimelerle övdükleri zındıkları,<br />

din âlimi sanıp, bozuk ve yanlış yazılarına din ve îmân diye sarılıyor. Böyle,<br />

para kazanmak, mevkı’, etiket ele geçirmek için, kısacası dünyâlığa kavuşmak<br />

için, mukaddes dînimizi âlet eden câhillere (Ulemâ-i sû’), ya’nî (Zındık) denir. Bu<br />

din yobazları ve fen adamı olarak ortaya çıkıp, fen bilgilerini değişdirerek ve<br />

kendi hâin düşüncelerini fen bilgisi imiş gibi söyliyerek, islâmiyyeti yıkmağa çalışan<br />

(Fen yobazları) ya’nî (Zındık)lar, bu millete çok zarar verdiler. Kardeşi<br />

kardeşe düşman yapdılar. İç harblere sebeb oldular. Hâlbuki, islâm dîni, birleşmeği,<br />

sevişmeği, yardımlaşmağı, hükûmete, kanûnlara karşı gelmemeği, fitne, ya’nî<br />

anarşi çıkarmamağı, kâfirlerin haklarını da gözetmeği, kimseyi incitmemeği emr<br />

etmekdedir. İslâm âlimleri, bütün istirâhatlerini, menfe’atlerini fedâ ederek, dînimizin<br />

bu güzel emrlerini bildirmek ve torunlarının dinlerini, îmânlarını korumak<br />

için, çok sayıda ve çok kıymetli kitâb yazmış ve bizlere yâdigâr bırakmışdır. Sonra<br />

gelen âlimler, bu kitâblara açıklamalar yapmış, bunlara (hocamızın tarîkati) denilerek<br />

çeşidli tarîkatlar meydâna gelmişdir. Ehl-i sünnet düşmanları, bid’at sâhiblerinin<br />

kitâblarına da bu mubârek ismleri koymuşlardır. Bid’at sâhibleri, Kur’ândan<br />

ve hadîs-i şerîflerden yanlış ma’nâ çıkarıyorlar. Zındıklar, kendi anladıklarına,<br />

düşüncelerine âyet ve hadîs diyor. Güzel ahlâkı, adâleti, çalışkanlığı, fende,<br />

san’atda birinciliği ve yeğitliği dünyâ târîhlerinde, parlak kelimelerle yazılı olan,<br />

şanlı ve şerefli ecdâdımızın, düşman elinin dokunmaması için, mubârek kanını dökdüğü<br />

ve bütün temizliği, doğruluğu ile bizlere mîrâs bırakdığı mukaddes dînimizi,<br />

yine onların mubârek elleri ile yazdıkları, hâlis ve afîf kitâblarından okuyup öğrenmeliyiz.<br />

İngiliz câsûslarının tuzaklarına düşmüş olan, satılmış zındıkların kalemlerinden<br />

çıkan, süslü kelimelerle örtülmüş, aynı ismi taşıyan kitâbları okuyarak,<br />

azîz ve sevgili îmânımızı kapdırmamağa, aldanmamağa çok dikkat etmeliyiz!<br />

Şunu da bildireyim ki, hadîs-i şerîfler ve islâm âlimlerinin açıklamaları, din adamlarının<br />

siyâsete karışmalarını şiddetle men’ etmekdedir. Ehl-i sünnet âlimleri<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, bu yasağa titizlikle uymuşlardır. Müslimânlar,<br />

dîni siyâsete âlet etmez. Bunun için ben, hiçbir zemân siyâsete karışmadım.<br />

Hiçbir yazımda, şu veyâ bu devlet şeklinin savunuculuğunu yapmadım. Ba’zı<br />

kimselerin, böyle davranışımı beğenmediklerini, bu yüzden de kitâblarıma bozukdur<br />

diyerek, vatandaşların okuyup öğrenmelerine mâni’ olduklarını, (neresi bo-<br />

– 8 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!