10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Allahü teâlâya kavuşmağı sevdiği için ölümü istemek müstehabdır. Hadîs-i şerîfde<br />

buyuruldu ki, (Bir kimse, Allahü teâlâya kavuşmağı severse, Allahü teâlâ da<br />

ona kavuşmağı sever).<br />

Tedâvî, ya’nî doktora gitmek, ilâc kullanmak sünnetdir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu<br />

ki, (Hastalığınızı tedâvî ediniz! Çünki, Allahü teâlâ, ölümden başka her hastalık<br />

için, devâ, ilâc yaratmışdır).<br />

(Mevâhib-i ledünniyye) ikinci cildde diyor ki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” üç dürlü ilâc kullanırdı: Kur’ân-ı kerîm veyâ düâ okurdu. Fen ile bulunan<br />

ilâcları kullanırdı. Her ikisini karışık kullanırdı. (Kur’ân-ı kerîmden şifâ beklemiyene<br />

şifâ nasîb olmaz) buyururdu. (Fâtiha) sûresini okumanın, hastalıklara şifâ<br />

olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler (Beydâvî) ve (Çerhî) tefsîrlerinde ve Senâullah-ı<br />

Dehlevî “rahmetullahi aleyh”nin yazdığı (Tefsîr-i Mazherî)de yazılıdır.<br />

İmâm-ı Kuşeyrî “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki, Kur’ân-ı kerîmdeki altı şifâ<br />

âyetini bir tabağa yazıp, su koyarak eritilir. Hasta içerse Allahü teâlâ şifâ ihsân eder.<br />

Âyet-i kerîme ve düâ elbette şifâ verir. Fekat şartların gözetilmesi de lâzımdır.<br />

Okuyanın veyâ yazanın ve hastanın buna inanması şartdır. Hastanın, zararlı<br />

olan gıdâlardan, şübheli ilâclardan perhîz etmesi, soğukdan sakınması, lüzûmlu şeyleri<br />

yapması, harâmdan, zulmden sakınması lâzımdır. Hadîs-i şerîfde, (Allahü<br />

teâlâyı unutarak, gafletle edilen düâ kabûl olmaz) buyuruldu. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” efendimiz hasta olunca, (Kul e’ûzü)leri okuyup, kendi<br />

üzerine üflerdi.<br />

(Şifâ âyetleri) şunlardır: Tevbe sûresi, ondördüncü âyetinin sonu, Yûnüs sûresi,<br />

elliyedinci âyetinin ortası, Nahl sûresi, altmışdokuzuncu âyetinin orta kısmı, İsrâ<br />

sûresi, seksenikinci âyetinin baş tarafı, Şü’ârâ sûresinin sekseninci âyeti, Fussilet<br />

sûresi, kırkdördüncü âyetinin orta yeridir. Bunlar, safranlı su gibi, renkli bir<br />

sıvı ile bir çanağa yazılıp, yağmur suyunda eritilir. Zevceden mehr parasından hediyye<br />

isteyip, bu para ile bal alınır. Balı bu su ile karışdırıp içmelidir. Şifâ âyetlerini,<br />

abdestli olarak, bir kâğıda yazıp, bu kâğıdı, bir kapdaki suya koymak da<br />

olur.<br />

(Tuhfe) kitâbının sonlarında, şî’îlerin onüçüncü te’assublarını anlatırken buyuruyor<br />

ki, imâm-ı Alî Rızâ hazretleri Nîşâpûra gelince, Ehl-i sünnetden yirmibinden<br />

çok âlim ve talebe, kendisini karşıladı. Dedelerinden gelen bir hadîs-i şerîf okuması<br />

için yalvardılar. İmâm hazretleri, bütün dedelerinin ismlerini sayarak, şu kudsî<br />

hadîsi okudu: (Lâ ilâhe illallah kal’amdır. Bunu okuyan, kal’ama girmiş olur.<br />

Kal’ama giren de, azâbımdan kurtulur). İmâm-ı Ahmed ibni Hanbel hazretleri buyurdu<br />

ki, bu hadîs-i şerîf, bildirenlerin ismleri ile berâber, deliye okunursa, aklı başına<br />

gelir. Hastaya okunursa, şifâ bulur. Böyle olduğunu, İbni Esîr “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh” de, (Kâmil) kitâbında bildiriyor. Bu hadîs-i şerîfin hastaya nasıl okunacağı<br />

(Hak Sözün Vesîkaları) kitâbının (Birleşelim-Sevişelim) kısmında bildirilmişdir.<br />

Yirmibeş kerre (Estagfirullah) denir. Sonuncusunda (ve etûbü ileyh)e kadar okunur.<br />

Sonra, onbir (İhlâs) ve yedi kerre (Fâtiha-i şerîfe) ve otuzüç kerre (Allahümme<br />

salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed) okuyup<br />

sevâbını Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” ve Eshâb-ı kirâmın “rıdvânullahi<br />

aleyhim ecma’în” ve Evliyânın “rahmetullahi aleyhim ecma’în” rûhlarına<br />

ve sonra büyük âlimlerin ismlerini söyleyip, bu büyüklerin rûhlarına hediyye<br />

edilir. Bu büyükler hurmetine şifâ vermesi için Allahü teâlâya düâ edilir. Hergün<br />

sabâh ve akşam böyle düâ edilir ve gerekli ilâc alınıp, perhîz yapılır. Büyük âlim<br />

Abdüllah-i Dehlevî, (Mekâtîb) kitâbının yirmisekizinci mektûbunda buyuruyor ki,<br />

(Düâ istiyorsunuz. Büyüklerimizin ismlerini gönderiyorum. Birincisindeki ismlerin<br />

rûhlarına, başka zemânda da, ikincisindeki büyüklerin rûhlarına Fâtiha okur,<br />

bunların vâsıtası ile Allahü teâlâya düâ edersiniz!). Yüzonyedinci mektûbda bu-<br />

– 992 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!