10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

derdiği vekîli, ya’nî [seni vekîl etdim dediği kimse] görünce, müşterî muhayyer olamaz.<br />

Fekat, müşterînin, görmeden satın aldığı malı teslîm almak için gönderdiği<br />

kimsenin görmesi ile, müşterînin muhayyer olmak hakkı gayb olmaz.<br />

A’mânın alıp satması câizdir. Satın aldığı şeyler dokunmakla veyâ koklamakla<br />

veyâ tadına bakmakla anlaşılırsa, bunları yapmadı ise muhayyer olur. Bir ev kendisine<br />

ta’rîf edildi ise, muhayyer olmaz. Bir kimse, iki elbiseden birini görüp, ikisini<br />

de satın aldıkdan sonra, ikincisini görünce, ikisini birden kabûl veyâ ikisini birden<br />

red etmekde muhayyer olur. Yalnız ikincisini red edemez.<br />

Birşeyi gördükden sonra, satın alan kimse, başka bulursa muhayyer olur. Bâyı’,<br />

farklı değil diye yemîn ederse, buna inanılır.<br />

Müşterî, görmemiş idim dese, bâyı’, görmüş idin dese, müşterîye inanılır.<br />

(Câmi’ul ezher) hocalarından allâme Abdürrahmân Cezîrînin riyâsetindeki, Mısr<br />

ulemâsından bir hey’et tarafından hâzırlanmış olan (Kitâb-ül-fıkh alel-mezâhibil-erbe’a)<br />

kitâbı beş cild olup, Mısrda 1392 [m. 1972] de yeniden basılmışdır. Hasen<br />

Ege tarafından Türkçeye terceme edilerek, Bahar kitâbevi tarafından 1971-1979<br />

da, yedi cild olarak basılmışdır. Arabîsinin ikinci cildinde diyor ki, (Görülmiyen<br />

bir şey için muhayyer olmak, Hanefî mezhebinde dört yerde vardır: Birincisi,<br />

ayn olan mal, ya’nî mebî’dir. Mebî’ deyn olursa satış selem olur. Selem satışında<br />

mebî’ için muhayyerlik olmaz. İkincisi, kirâlanan yer görüldüğü zemân red edilebilir.<br />

Üçüncüsü, bir ayn, ortaklar arasında bölündüğü zemân paylarını sonradan<br />

görenler red edebilirler. Mislî olan mal taksîm edilince muhayyerlik olmaz. Dördüncüsü,<br />

mal da’vâsında sulh olunca. Ya’nî, birinde alacağı olduğunu söyliyen görmediği<br />

bir malın verilmesine râzı olunca, bunu gördüğü zemân red edebilir).<br />

3 — Ayb, ya’nî kusûr sebebi ile muhayyerlik: Bir kimse, satın aldığı bir malda<br />

kusûr bulsa, tâm fiyâtı ile almakda veyâ red etmekde muhayyerdir. Bâyı’ râzı<br />

olur ise, fiyâtı kırabilir. Piyasada, fiyât düşmesine sebeb olan kusûr, (Ayb) sayılır.<br />

Müşteri satın alıp, kullanırken veyâ şeklini, sıfatını değişdirince, eskiden kalma<br />

bir ayb görse, fiyât farkını geri alır. Meselâ kumaş alıp, kesdikden sonra kusûr görürse,<br />

kumaşı red edemez. Fekat, bâyı’ kabûl ederse, red edebilir. Kumaşı dikmiş<br />

ise veyâ kumaşı boyamışsa, unu yağla yuğurmuş ise, eski ayblarını anlasa, fiyât farkını<br />

alır. Bâyı’ râzı olsa da, red edemez. Aldığı ta’âmı yise, elbiseyi giyip yırtsa, fiyât<br />

farkı istiyemez. İmâmeyn, ister dedi. Yumurta, cevz, kavun, karpuz ve kabak<br />

satın alıp, kırınca hepsi bozuk çıksa, işe yarar iseler, fiyât farkı alır. Bir işe yaramaz<br />

iseler geri verip parasını temâmen geri alır. İyi diyerek satın aldıklarının bozukları<br />

yüzde üç ise, bey’ sahîh olur. Çok ise fâsid olur. Hepsini verip, parasını geri<br />

alır.<br />

Bir kimse satın aldığı malı başkasına satmış iken, kusûrlu olduğundan mahkeme<br />

karârı ile kendisine i’âde edilse, birinci bâyı’a red edebilir. Fekat, mahkeme karârı<br />

ile değil de kendi arzûsu ile i’âde edildi ise, birinci bâyı’a red edemez. Bir kimse,<br />

satın aldığı şeyde kusûr bulunduğunu isbât etse veyâ bâyı’ kusûrsuz olduğuna<br />

yemîn edemese, müşterî parayı vermeğe mecbûr olmaz. Bunun gibi, pazarlık edilip,<br />

ölçülen şeyin mikdârında uyuşup, teslîm alınan mikdârda anlaşamasalar, müşterînin<br />

sözü kabûl edilir. Dartı ile veyâ ölçek ile satın alınan birşey, eve götürülünce,<br />

bir kısmı kusûrlu görülse, müşterî, hepsini almakda veyâ red etmekde serbestdir.<br />

Müşterî, satın aldığı birşeyin kusûrunu düzeltse, geri vermek hakkı kalmaz. Satın<br />

alınan bir hayvâna binmek, kabûl etmek demekdir.<br />

(Tagrîr) olunan, ya’nî yalan söylenmekle fâhiş aldatılan kimse, bey’i fesh edebilir.<br />

(Mecelle)nin yüzaltmışbeşinci [165] maddesinde diyor ki, sarraflıkda piyasadaki<br />

fiyâtların en yükseğinden, yüzde ikibuçuk [% 2,5] ve dahâ fazlası kadar yüksek<br />

fiyâtla satın alarak aldanmağa (Gaben-i fâhiş=çok aldanmak) denir. Bu mik-<br />

– 807 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!