10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayr-i mümkindir. Çünki Türkler, müslimân<br />

oldukları için çok sabrlı ve mukâvemetli insanlardır. Gâyet mağrûrdurlar ve<br />

izzet-i îmân sâhibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rızâ<br />

göstermelerinden, an’anelerinin kuvvetinden, pâdişâhlarına [devlet adamlarına,<br />

kumandanlarına, büyüklerine] olan itâ’at duygularından gelmekdedir.<br />

Türkler zekîdirler ve kendilerini müsbet yolda sevk-u idâre edecek reîslere sâhib<br />

oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Gâyet kanâ’atkârdırlar. Onların bütün<br />

meziyyetleri, hattâ kahramanlık ve şecâ’at duyguları da an’anelerine olan merbûtiyyetlerinden<br />

(bağlılıklarından), ahlâklarının salâbetinden gelmekdedir.<br />

Türklerde evvelâ itâ’at duygusunu kırmak ve ma’nevî râbıtalarını (bağlarını) kesr<br />

etmek (parçalamak), dînî metânetlerini (sağlamlığını) zâ’fa uğratmak (za’îfletmek)<br />

îcâb eder. Bunun da en kısa yolu, an’anât-i milliyye (millî geleneklerine) ve<br />

ma’neviyyelerine uymayan hâricî fikrler ve hareketlere alışdırmakdır.<br />

Ma’neviyyâtları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok kudretli<br />

kalabalık ve zâhiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asl kudretleri sarsılacak<br />

ve maddî vâsıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkin olabilecekdir. Bu sebeble<br />

Osmânlı Devletini tasfiye için mücerred olarak harb meydânlarındaki zaferler<br />

kâfî değildir. Hattâ sâdece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyyet ve vekârını tahrîk<br />

edeceğinden, hakîkatlerine nüfûz edebileceklerine sebeb olabilir.<br />

Yapılacak olan, Türklere birşey his etdirmeden, bünyelerindeki tahrîbi temâmlamakdır.”<br />

Bu mektûb ders kitâblarında ezberletilecek kadar mühimdir. Mektûbda ibret<br />

alınacak çok şey varsa da, en önemlisi şu iki husûsdur:<br />

1 — Türklerin ma’neviyyâtının ve dîninin yıkılması için, Türkleri yabancı fikr<br />

ve âdetlere alışdırmak,<br />

2 — Türklere his etdirmeden bünyelerindeki tahrîbâtı temâmlamakdır.<br />

Bu hedeflere ise, Batının inanç, moda, örf ve âdet ve ahlâksızlıklarını, taklîd etdirmekle<br />

ulaşılır.<br />

Batının ilm, fen, teknik ve her sâhadaki fennî gelişmelerini almak elbette lâzımdır.<br />

Zâten islâmiyyet bunu emr eder. Yabancı dil öğrenmenin lâzım olduğunu hadîs-i<br />

şerîfler haber vermekdedir. Zeyd bin Sâbit “radıyallahü anh” diyor ki, (Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” bana yehûdî dilini öğrenmeği emr eyledi. Öğrendim.<br />

Yehûdîlere gönderilen mektûbların çoğunu bana yazdırırdı. Onlardan gelen<br />

mektûbları bana okuturdu). Bu haber, Tirmizîde uzun yazılıdır. Zeyd, böylece ibrânî<br />

ve süryânî lügatlarını öğrendi. Büyük islâm âlimi seyyid Abdülhakîm efendi, mükemmel<br />

arabî, fârisî konuşduğu hâlde, (Yabancı dil bilseydim, bütün dünyâya fâideli<br />

olurdum) derdi. Avrupa dillerini bilmediği için esef eder, çok üzülürdü. (İslâm dîninin<br />

üstünlüklerini, râhat ve huzûr kaynağı olduğunu ve medeniyyete, fende ve ahlâkda<br />

ilerlemeğe ışık tutduğunu dünyâya bildirmek için, kısacası, islâmiyyete ve bütün<br />

insanlara hizmet için, yabancı dil öğrenmek muhakkak lâzımdır) derdi.<br />

Bütün dinleri iyi incelemiş olan, İngiliz ilm adamlarından Lord Davenport,<br />

yirminci asr başlarında Londrada basdırdığı, (Hazret-i Muhammed ve Kur’ân-ı kerîm)<br />

adındaki ingilizce kitâbında diyor ki:<br />

Ahlâk üzerinde son derece titizliğidir ki, müslimânlığın az zemânda sür’atle yayılmasına<br />

sebeb olmuşdur. Müslimânlar, muhârebede kılınca boyun eğmiş olan başka<br />

din adamlarını, dâimâ afv ile karşılamışlardır. Juryo diyor ki, müslimânların hıristiyanlara<br />

karşı davranışı ile, papalığın ve kralların mü’minlere revâ gördüğü<br />

mu’âmele, aslâ kıyâs edilemez. Meselâ, [980] hicrî ve [1572] mîlâdî yılı Ağustosun<br />

yirmidördüncü günü, ya’nî Sent Bartelemi yortu günü, dokuzuncu Şarl ve kraliçe<br />

Katerinanın emri ile Pâris ve civârında altmışbin protestan öldürüldü. Sent Bartelemi,<br />

oniki havârîden biri olup, mîlâdî [71] yılında, Ağustos ayında hıristiyanlı-<br />

– 534 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!