10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

na karşı birşey demedi diyor. Yakmak, yıkayıp yazıları gidermekden dahâ iyi<br />

olur. Çünki, yıkamakda kullanılan sular ayak altında kalır denildi. Kâdî Hüseyn,<br />

yakmak, hurmetsizlik olacağından, harâmdır dedi. Nevevî ise, mekrûh olur dedi.<br />

Bunlardan anladığımız, yakmayıp, yıkayıp yazılarını gidermek veyâ gömmek iyi<br />

olur. (Berîka)dan terceme temâm oldu. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, eskimiş,<br />

istifâde edilmez hâle gelmiş olan mushafları, ayak altında bırakmak, birşey sarmak,<br />

kaplamak, kesekâğıdı yapmak gibi kullanmak, hakâret etmek olur, harâm olur. Çürüyüp<br />

toprak oluncıya kadar açılmıyacağı emîn olan yerdeki toprağa gömmek, bu<br />

yapılamazsa, yakıp külünü gömmek veyâ külünü denize, nehre koymak lâzımdır.<br />

Hakâretden kurtarmak için yakmak câiz, hattâ lâzım olur. (Sirâciyye fetvâsı),<br />

(Münyet-ül-müftî) ve (Halîmî)den de böyle anlaşılmakdadır.<br />

69 — TERÂVÎH NEMÂZI VE CÂMİ’LERE SAYGI<br />

TERÂVÎH NEMÂZI — (Nûr-ül-îzâh) şerhinde ve hâşiyesinde buyuruyor ki,<br />

(Erkeklerin ve kadınların, yirmi rek’at terâvîh kılması, sünnet-i müekkededir. İnanmıyan<br />

sapıkdır ve şâhidliği kabûl olmaz. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”,<br />

birkaç gece, terâvîhi cemâ’at ile sekiz rek’at kıldı. [Evlerine gidince, yirmi rek’ate<br />

temâmladılar.]Yalnız olarak yirmi rek’at kıldığı da bildirilmişdir. [Dört mezhebde<br />

de yirmi rek’atdir.] Sünnet olduğu buradan anlaşıldı. Üç halîfe ve zemânlarındaki<br />

Eshâb-ı kirâmın hepsi, cemâ’at ile yirmi rek’at kıldılar. Bu halîfelere ve Eshâb-ı<br />

kirâmın icmâ’ına uymamız, hadîs-i şerîf ile emr olunmuşdur).<br />

Terâvîh, yatsının son sünnetinden sonra ve vitrden önce kılınır. [Bir kimse, yatsıyı<br />

kılmadan önce terâvîhi kılamaz (İbni Âbidîn s. 295). Vitrden sonra da kılınabilir.<br />

Sabâh nemâzına kadar kılınabilir. Fecr doğunca kılınamaz. Kazâ da edilmez.<br />

Çünki, terâvîh kuvvetli sünnet ise de, akşam ve yatsı son sünnetleri kadar kuvvetli<br />

değildir. Bu sünnetler ise, kazâ edilmez. Yalnız farz nemâzlar ile vitrin kazâsı<br />

lâzımdır. Terâvîh, şâfi’îde kazâ edilir. Terâvîhi cemâ’at ile kılmak, sünnet-i kifâyedir.<br />

Ya’nî câmi’de cemâ’at ile kılındıkda, başkaları evde yalnız kılabilir, günâh<br />

olmaz. Fekat, câmi’deki cemâ’at sevâbından mahrûm kalır.] Evde, bir veyâ birkaç<br />

kişi ile, cemâ’at ile kılarsa, yalnız kılmakdan yirmiyedi kat fazla sevâb kazanır. Her<br />

iki rek’atde bir selâm verilip, hemen sonraki rek’ate kalkılır. Yâhud dört rek’atde<br />

bir selâm verilir. Her dört rek’at arasında, dört rek’at kılacak zemân kadar oturup,<br />

salevât veyâ tesbîh yâhud Kur’ân-ı kerîm okurlar. Veyâ sessiz otururlar. İki rek’atde<br />

bir selâm vermek ve her iftitâh tekbîrinde niyyet etmek dahâ iyidir. Yatsıyı cemâ’at<br />

ile kılmıyanlar, toplanıp da, terâvîhi cemâ’at ile kılamazlar. Çünki, terâvîhin<br />

cemâ’ati, farzın cemâ’ati olmak lâzımdır. Yatsıyı cemâ’at ile kılmıyan bir kimse, farzı<br />

yalnız kılıp, sonra terâvîhi kılan cemâ’ate katılabilir. [74. cü maddeye bakınız!]<br />

Terâvîh nemâzına kalkarken okunacak düâ:<br />

Sübhâne zil mülki vel melekût. Sübhâne zil izzeti vel azameti vel celâli vel cemâli<br />

vel ceberût. Sübhânel melikil mevcûd. Sübhânel melikil ma’bûd. Sübhânel melikil<br />

hayyillezî lâ yenâmü ve lâ yemût. Sübbûhun kuddûsün Rabbünâ ve Rabbül<br />

melâiketi verrûh. Merhaben, merhaben, merhabâ yâ şehre Ramezân. Merhaben,<br />

merhaben, merhabâ yâ şehrel-bereketi vel gufrân. Merhaben, merhaben, merhabâ<br />

yâ şehret-tesbîhi vet-tehlîli vez-zikri ve tilâvet-il Kur’ân. Evvelühû, âhiruhû, zâhiruhû,<br />

bâtınühû, yâ men lâ ilâhe illâ hüv.<br />

Terâvîh bitince okunacak düâ:<br />

Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.<br />

Biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîrâ. Üç def’a<br />

okunur ve üçüncüsünde (ve salli ve sellim ve bârik aleyhi ve aleyhim kesîran kesîrâ.)<br />

denir. Yâ Hannân, yâ Mennân, yâ Deyyân, yâ Burhân. Yâ Zel-fadlı vel-ihsân<br />

nercül-afve vel gufrân. Vec’alnâ min utekâi şehri Ramezân bi hurmetil Kur’ân.<br />

– 243 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!