10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ıdvân” zemânlarında, evlenmek lâzım geliyordu. Bunlardan sonra gelenlerin<br />

ise, bekâr kalması da iyi idi. Bunun içindir ki, Süfyân-ı Sevrî “rahmetullahi aleyh”,<br />

yukarıda yazılı hadîs-i şerîfi işitince, (Vallahi, bekâr kalmak, şimdi halâldir) dedi.<br />

Bişr-i Hâfîye sordular ki, (Niye evlenmiyorsun?). (Öyle nefsim var ki, önce, onu<br />

boşamağa uğraşıyorum. Ona başkasını nasıl ekleyebilirim?) buyurdu.<br />

Şimdi, halâl lokma bulmak azaldı. Harâmdan kendini kurtarmak güçleşdi. Başkasının<br />

da harâma düşmesine ön ayak olmak, dîne de, akla da uyar birşey değildir.<br />

Bununla berâber, bir kimsenin şehveti azarsa, oruc tutarak, ateşini azaltmağa çalışsın.<br />

Oruc ile kuvvetini kıramazsa, bunun nikâh etmesi, ya’nî evlenmesi farz<br />

olur. [Zulm etmek korkusu varsa, bunun evlenmesi tahrîmen mekrûh olur. Açık gezen,<br />

mahrem yerlerini erkeklere teşhîr eden aşağı kadınların arasına düşerek,<br />

nefslerine aldanmakdan, harâm işlemekden korkanların da bir afîf, temiz müslimân<br />

kız bulup evlenmesi farz olur. Böyle sıkışık durumda olmıyan genclerin, ilm ve ahlâk<br />

edinmek için çalışması, ancak hayz ve nifâs bilgilerini öğrendikden sonra evlenmesi<br />

uygun olur.] Evlenme vakti gelmesi için önce, islâmiyyeti öğrenmek, nefsi, islâmiyyete<br />

uyar hâle getirmek, gönül sâhibi olmak, rüşdü, aklı olgunlaşmak lâzımdır.<br />

Ondan sonra, sünneti yerine getirmek niyyeti ile evlenir. Edebi, hayâsı, ahlâkı<br />

olan, dînini, îmânını, islâmın şartlarını öğrenmiş, islâmiyyete uyan, sokakda islâmiyyetin<br />

emr etdiği gibi örtünen bir kızla nikâhlanır. İffet sâhibi, dînini kayıran<br />

bir kız aramalıdır. Malı çok, güzelliği çok olanı aramamalıdır. Mal için, güzellik için,<br />

iffeti ve salâhı elden kaçırmamalıdır. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Kadın, yâ malı<br />

için veyâ güzelliği için, yâhud dîni için alınır. Siz dîni olanı alınız! Malı için alan,<br />

malına kavuşamaz. Yalnız cemâl için alan, cemâlinden mahrûm kalır). (Din ile cemâl<br />

birlikde olması çok iyi olur. Müslimân kızın kâfir erkekle evlenmesi câiz değildir.<br />

Kâfir erkekle evlenmeğe niyyet edince mürted olur. İki kâfir birbiri ile evlenmiş<br />

olur. Her ikisinin de îmân etmeleri ve yeniden nikâhlanmaları lâzım olur.)<br />

Nikâhdan önce kızı görmek sünnetdir ve iyi geçinmeği sağlar. Sâliha, iyi huylu,<br />

çocuğu olan bir sülâleden ve asîl âile kızı aramalıdır. Dört kadından kaçınmalı<br />

demişlerdir:<br />

1 — Dul olup, eski zevci yanında râhat yaşamışdır. O râhat günleri hâtırladıkca,<br />

ah, of çekmekdedir.<br />

2 — Malı ile, mevkı’ı ile, babası ile öğünüp, başa kakan almamalı.<br />

3 — Kocasının malını, kendi akrabâsına, tanıdıklarına dağıtan kızı almamalı.<br />

4 — Kötü huy ve iffetsizlik ile adı çıkıp, kendini ve kocasını dillere düşüren kadından<br />

kaçınmalıdır. (Gübrelikde biten gülleri koklamayınız!) hadîs-i şerîfi, südü<br />

bozuk, ahlâksızlarla evlenmeği yasak etmekdedir. [Buhârâda Ahmed bin Hafs isminde<br />

bir genç evlenmişdi. Birinci gecesi, kız buna, (Hayz ilmini öğrendin mi?) dedi.<br />

Hayır deyince, kız (Allahü teâlâ, Kendinizi ve emrinizde olanları ateşden koruyun!<br />

buyurdu. Câhil olan nasıl koruyabilir?) dedi. Bu söz gence hoş geldi. Zevcesini<br />

Allaha emânet ederek, Mervde onbeş sene ilm tahsîl edip imâm-ı Muhammedden<br />

de ders aldı. Altı senede de bunları ezberledi. Âlim olarak, zevcesinin yanına<br />

döndü. Hocası, buna Ebû Hafs-i kebîr “rahmetullahi teâlâ aleyh” ismini koydu.]<br />

Nikâhlanmak istiyen, birkaç def’a istihâre etmeli. Hak teâlâya sığınmalı. Nefsin<br />

ve kötü kimselerin araya katılmasından koruması için, yalvarmalıdır.<br />

Nikâhın dört mezhebe de uygun yapılmasına çalışmalıdır. Şâfi’î ve Hanbelî ve<br />

Mâlikî mezheblerinde nikâhın doğru olması için, birinci şart, bâliga olan kıza da<br />

velînin izn vermesi lâzımdır. Velî, lugatda, dost demekdir. Akâid bilgisinde ârif-i<br />

billah demekdir. Fıkhda ise, erkek akrabâdır. Velî bu üç mezhebde babadır. Baba<br />

yoksa, babanın babası ve onun babasıdır. Bunlardan sonra, erkek kardeşdir. Bundan<br />

sonra, erkek kardeş oğlu, sonra onun oğludur. Sonra amca, sonra amca oğlu<br />

ve onun oğludur. Bunlar yoksa, kâdî [ya’nî Kur’ân-ı kerîme göre yaşayan âdil bir<br />

hâkim] velî olur. Nikâhda velî, mîrâs sırasına göredir. Ancak Şâfi’î mezhebinde oğul<br />

– 565 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!