10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ğildir. Yüzü, içine girerek gayb olursa, özr olur. Hayvanı olmıyan kimse, böyle çamurda<br />

ayakda ve îmâ ile kılar. Hayvana binemiyenin yardımcısı olursa, imâmeyn<br />

özr olmaz dedi. Farz veyâ vâcib kılarken, hayvanı kıbleye karşı durdurmalıdır. Durduramazsa,<br />

mümkin olduğu kadar durdurmalıdır.<br />

Müsâfir, vaktin sonuna doğru özrün biteceğini ümmîd etse, bekleyip, yerde kılması<br />

iyi ise de, hemen hayvan üstünde kılması da câizdir. Bunun gibi, su bulmak<br />

ümmîdi olanın, vaktin başında, teyemmüm ile kılması câizdir. Hayvan üstündeki<br />

(Mahmil) denilen iki sandıkda kılmak, hayvan üstünde kılmak gibidir. İnebilen kimse,<br />

farzları mahmilde kılamaz. Mahmilin ayakları toprağa indirilirse, sedir [kanepe]<br />

gibi olur ve burada farzları ayakda kılması câiz olur. Oturarak kılamaz.<br />

İki tekerlekli araba, hayvana bağlanmadıkca, yerde düz duramıyacağından yürürken<br />

de, dururken de hayvan gibidir. Üç, dört tekerlekli olup da hayvana<br />

bağlanmadan yerde düz duran araba, [otobüs, tren] yürümüyor ise, sedir gibidir.<br />

İçinde farz nemâz ayakda câiz olur. Araba gidiyor ise, hayvan gibidir. İçinde özrsüz<br />

farz kılmak câiz olmaz. Durdurup kıbleye karşı ve ayakda kılmalıdır. [Durduramazsa,<br />

ücretli olan vâsıtadan inerek nemâzı kılmalıdır; vâsıta giderse, arkadan<br />

gelen veyâ o kasabadan kalkacak olan başka vâsıta ile gitmelidir. Birinci vâsıtaya<br />

binerken, buna göre pazarlık yapmalıdır. Buna da imkân olmazsa, nemâzda<br />

oturur gibi yere oturarak ve imkân olduğu kadar kıbleye dönerek kılması câiz<br />

olur.]<br />

Hastanın ve seferde olanın farzları, sedirde, sandalyada, ayaklarını sarkıtarak<br />

oturup, îmâ ile kılmaları câiz değildir. Hasta, yerde veyâ uzunluğu kıble istikâmetinde<br />

olan sedirin üstünde, kıbleye karşı oturarak kılar. Birinci kısm, 74. cü maddeye<br />

bakınız! Seferî olanın, diğer üç mezhebi taklîd ederek, vâsıta yolda durduğu<br />

zemân, öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birleşdirerek kıbleye karşı, ayakda kılması<br />

dahâ iyi olur. Mâlikî ve şâfi’î mezheblerinde, günâh olmıyan seferde, ya’nî 80<br />

kilometreden ziyâde süren seferde, ikindiyi öğle nemâzı vaktinde ve yatsıyı akşam<br />

nemâzı vaktinde takdîm ederek veyâ öğleyi ikindi vaktinde ve akşamı yatsı vaktinde<br />

te’hîr ederek iki nemâzı bir arada kılmak câizdir. Yola çıkmadan nemâz kasr<br />

ve cem’ edilemez. Dört günden az kalmak niyyet etdiği yer (seferî yer) olur. Bu yerde<br />

kasr eder ve harac olunca, cem’ edebilir. Yağmur sebebi ile câmi’de cemâ’at ile<br />

cem’i takdîm câiz ise de yedi şartı vardır. Hastanın cem’ etmesi ihtilâflıdır. [Başka<br />

bir mezhebi taklîd etmek, mezheb değişdirmek demek değildir. İmâm-ı Şâfi’îyi<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyh” taklîd eden bir hanefî, mezhebinden çıkmaz.] Yola çıkmadan<br />

ve yolculuk bitdikden sonra dört rek’at olan farzların iki rek’at kılınamıyacağı<br />

ve iki vaktin nemâzının birlikde kılınamıyacağı, Şâfi’î âlimlerinden Şemsüddîn<br />

Muhammed Remlî fetvâsında ve (İ’ânet-ut-tâlibîn alâ-hall-i elfâz-ı Feth-ilmu’în)de<br />

bildirilmekdedir. Bu fetvâ, (Fetâvâ-yı Kübrâ) kenârında basılmışdır.<br />

Ayrı ayrı hayvanlar üzerinde olarak cemâ’at ile kılınmaz. Bir mahmilde, bir araba<br />

veyâ otobüsde, dururken, odada kılar gibi cemâ’at ile kılınabilir.<br />

(Halebî-i kebîr)de diyor ki, (Şemsül Eimme Halvânî buyurdu ki, hayvan üzerinde<br />

kıbleye karşı durup, nemâzda iken, hayvan kıbleden dönerse, farz nemâz kabûl<br />

olmaz. Bir rükn kadar kıbleden ayrılmamalıdır. [Araba, tren de böyledir.]<br />

Giden gemide farzları, özrsüz oturarak kılmak, iki imâma göre câiz değildir. Baş<br />

dönmesi özrdür. İmâm-ı a’zam “rahmetullahi aleyh”, ayakda kılması iyi olur buyurdu.<br />

İmkânı varsa, gemiden çıkınca, toprakda kılmak dahâ iyidir. Deniz ortasında<br />

demirli gemi, rüzgârla çok sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa<br />

veyâ sâhile yanaşmış ise, farz nemâzları oturarak kılmak câiz olmaz. Yanaşmış gemide,<br />

karaya oturmuş ise, ayakda olarak her zemân câizdir. Karaya oturmamış ise,<br />

âlimlerin çoğuna göre, dışarı çıkmak mümkin ise, bu gemide farz kılmak câiz olmaz.<br />

Böyle gemi, hayvan gibidir. Karaya oturan gemi [ve deniz dibine direk, zincirle<br />

bağlı iskele, köprü] ise, toprak üzerindeki sedir, masa gibidir. Giden gemide,<br />

– 223 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!