10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

4 — BEY’ VE ŞİRÂ<br />

İnsanlar birbirlerine muhtâc olup, birlikde yaşamağa mecbûrdurlar. Bey’ ve şirâ<br />

olmasaydı, yer yüzünde nizâm olmazdı. İslâmiyyetde bey’ ve şirâ, arz ve taleb<br />

esâsına göre yürür. İslâmiyyet, ferdin iktisâdî hürriyyetine saygı gösterir. Husûsî<br />

teşebbüslere ve sermâyeye salâhiyyet verir. Allahü teâlânın emr etdiği bu ticâret<br />

ahkâmı, Karl Marks ismli bir yehûdînin serhoş kafası ile ortaya koyduğu, sosyalizm<br />

adındaki, siyâsî bir iktisâd rejimi ile taban tabana zıddır. Hür dünyâ devletlerinde<br />

tatbîk edilmekde olan liberal iktisâd sistemi, islâmın ticâret ahkâmına<br />

yakındır. İslâmiyyetin gösterdiği iktisâd yolu, özel teşebbüsü ortadan kaldıran<br />

Markscı sosyalizm olmadığı gibi, devletin iktisâdî hayâta hiç dokunmamasını istiyen<br />

Adam Smith liberalizmi de değildir. Uşr, harâc, âşirin topladığı zekât, cizye,<br />

narh koymak, Beyt-ül-mâlın diğer gelirlerini toplamak ve sarf etmek, devletin<br />

elinde olduğu için, islâm iktisâdı, başı boş bir liberalizm değildir. İstihsalde mümkin<br />

olduğu kadar özel teşebbüsü, millî gelirin ferdlere taksîminde de, sosyal adâleti<br />

sağlıyan hükmlerdir.<br />

Bir kimse imâm-ı a’zam Ebû Hanîfeden “rahmetullahi aleyh” sordu ki, (Vaktlerimi<br />

ibâdet ile geçirmek istiyorum. Bana birşey yaz da, hep onu yapayım!)<br />

İmâm-ı a’zam alış veriş bilgilerini yazıp verince, (Bu, tüccârlara lâzım olur. Ben<br />

evimde oturup ibâdet ile meşgûl olacağım) dedi. Cevâbında, (Yiyecek ve giyecek<br />

lâzım olmıyan kimse var mı? Ahkâm-ı islâmiyyenin alış veriş kısmını bilmiyen, harâm<br />

lokmadan kurtulamaz ve ibâdetlerin sevâbını bulamaz. Zahmetleri boşa gider<br />

ve azâba yakalanır ve çok pişmân olur) buyurdu. (Bezzâziyye)de diyor ki, (Alış<br />

veriş bilgisini öğrenmiyenin, ticâret yapması harâmdır. İmâm-ı Ebülleys de “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh” böyle buyurmuşdur. İmâm-ı Muhammed Şeybânîye “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh”, Zühd hakkında bir kitâb yaz dediklerinde, zühd için bey’<br />

bilgisi yetişir buyurdu).<br />

(Bey’), satmak demekdir. (Şirâ), satın almak demekdir. İslâmiyyetde bey’ ve şirâ,<br />

iki kişinin mallarını, râzı olarak, birbirlerine (Temlîk) etmeleri, ya’nî seve seve değişdirmelerine<br />

denir ki, türkçesi (Satış)dır. Bir kimse, Zeyde ve Amre, şu malımı<br />

size bin kuruşa satdım dese, yalnız Zeyd kabûl etse, bey’ sahîh olmaz. [Gazetelerde,<br />

radyolarda yapılan satış i’lânları, bey’ olmaz. Tâlib olanlar gelip, satın alınca,<br />

sahîh bey’ olur.] Bey’ ve şirâ ve bütün mu’âmelât bilgilerini Hanefî mezhebine göre<br />

bildireceğim. Bir kimseye zarûrî lâzım olan malı ona satmak vâcibdir. Bey’in sahîh<br />

olması için (Îcâb) ve (Kabûl) denilen tüccarlar arasında âdet olan sözlerin söylenmesi<br />

veyâ malların karşılıklı verilmesi lâzımdır. Alıcı ve satıcıdan, râzı olduğunu<br />

hangisi önce söylerse, buna (Îcâb) denir. İkincisinin sözüne, (Kabûl) denir.<br />

(Mal), insanın arzûladığı, ihtiyâc, ya’nî lâzım olunca, kullanmak için saklanabilen<br />

ayn, ya’nî madde, cism demekdir. Buğday dânesi mal değildir. Çünki, kimse<br />

saklamaz. Hür insan ve hür insanın her parçası, balık ve çekirgeden başka<br />

kendiliğinden ölmüş hayvân leşi ve kan ve yerinde bulunan toprak ve su mal değildir.<br />

Sülük ve yerinden alınıp götürülen toprak, su maldır.<br />

(Mülk), insanın mâlik olduğu, ya’nî başkasının rızâsını, iznini almadan kullanmağa<br />

hakkı olan şeye denir. Bu şey, maldır veyâ malın kendi değil, yalnız<br />

menfe’atidir. Bir kimsenin her malı [meselâ atı], onun mülküdür. Fekat her mülkü,<br />

meselâ kirâcının evi, [veyâ bir makinayı kullanma hakkı] malı değildir.<br />

(Mütekavvim mal) ya’nî (Kıymetli mal), kullanması mubâh ve mümkin olan maldır.<br />

Müslimânlar için, şerâb, domuz ve Besmelesiz kesilen veyâ kesmeden öldürülen<br />

hayvân, denizdeki balık (Kıymetli mal) değildirler. Bir buğday dânesi kıymetli<br />

ise de, mal değildir.<br />

Bey’in sahîh olması için, iki malın da mütekavvim olması lâzımdır.<br />

Bir yere götürülmesi mümkin olan mala (menkûl) denir. Vakf veyâ mîrî yer üze-<br />

– 792 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!