10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

95 — HİLYE-İ SE’ÂDET<br />

[Ya’nî Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” görünüşü, tanınması].<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin, görünen bütün uzvlarının<br />

şekli, sıfatları, güzel huyları, temâm hayâtı, bütün incelikleri ile, çok geniş ve<br />

açık olarak, âlimler tarafından, senedleri, vesîkaları ile yazılmışdır. Bunlara (Siyer)<br />

kitâbları denir. Binlerle siyer kitâbından, ilk olarak yazılan, ibni İshakın<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyh” (Sîret-i Resûlillah) kitâbı olup, bunu, ibni Hişâm Humeyrî<br />

aynı ism altında genişletmiş ve Alman müsteşriklerinden Westenfeld tarafından,<br />

yeniden tab’ edilmişdir. Allahü teâlâ, bütün Peygamberlerine vermiş olduğu<br />

mu’cizelerin hepsini Muhammed aleyhisselâma da verdi. Arabî (El-Mevâhibülledünniyye)<br />

ve fârisî (Medâric-ün-Nübüvve) kitâblarında ve (Mevâhib)den<br />

kısaltılmış olan (El-envâr-ül-Muhammediyye) kitâbında ve arabî (Huccetüllahi<br />

alel’âlemîn fî mu’cizâti-Seyyid-il-mürselîn) kitâbında, bunların çoğu yazılıdır.<br />

Biz, bu risâlemizi, Mısrdaki büyük islâm âlimlerinden imâm-ı Ahmed Kastalânî<br />

hazretlerinin, (Mevâhib-i ledünniyye) ismindeki iki cild kitâbından aldık. İslâm<br />

şâirlerinden Abdülbâkî efendi, bu kitâbı arabîden türkceye çevirmişdir. Bütün kitâbdan<br />

genclere lüzûmlu görülen kısmları, kısaca aşağıya yazılmışdır:<br />

Fahr-i kâinâtın “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek yüzü ve bütün a’zâ-i şerîfesi<br />

ve mubârek sesi, bütün insanların yüzlerinden ve a’zâsından ve seslerinden<br />

güzel idi. Mubârek yüzü, bir mikdâr yuvarlak idi. Neş’eli olduğu zemânda, mubârek<br />

yüzü ay gibi nûrlanırdı. Sevindiği, mubârek alnından belli olurdu. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem”, gündüz nasıl görürse, gece dahî öyle görürdü. Önünde<br />

olanları gördüğü gibi, arkasında olanları dahî görürdü. Bunu isbât eden yüzlerce<br />

hâdise, kitâblarda yazılıdır. Gözde görmek halk eden Allahü teâlâ, diğer uzvda<br />

dahî halk etmeğe kâdirdir. Yana ve geriye bakacağı zemân, bütün bedeni ile dönüp<br />

bakardı. Yeryüzüne nazarı, semâya bakmasından ziyâde idi. Mubârek gözleri<br />

büyük idi. Mubârek kirpikleri uzun idi. Mubârek gözlerinde bir mikdâr kırmızılık<br />

vardı. Mubârek gözlerinin karası gâyet siyâh idi. Fahr-i âlemin “sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellem” alnı açık idi. Mubârek kaşları ince idi. Kaşları arası açık idi.<br />

İki kaşı arasında olan damar, hiddetlenince kabarır idi. Mubârek burnu gâyet güzel<br />

olup, orta yeri bir mikdâr yüksek idi. Mubârek başı büyük idi. Mubârek ağzı<br />

küçük değildi. Mubârek dişleri beyâz idi. Mubârek ön dişleri seyrek idi. Söz söylediği<br />

zemânda, sanki dişleri arasından nûr çıkardı. Allahü teâlânın kulları arasında<br />

ondan dahâ fasîh ve tatlı sözlü kimse görülmedi. Mubârek sözleri gâyet kolay<br />

anlaşılır, gönülleri alırdı ve rûhları cezb ederdi. Söz söylediği zemân, kelimeleri inci<br />

gibi dizilirdi. Bir kimse saymak istese, kelimeleri sayılmak mümkin idi. Ba’zan<br />

iyi anlaşılması için, üç kerre tekrâr ederdi. Cennetde Muhammed aleyhisselâm gibi<br />

konuşulacakdır. Mubârek sesi, kimsenin sesinin yetişemediği yere yetişirdi.<br />

Fahr-i âlem “sallallahü aleyhi ve sellem” güler yüzlü idi. Tebessüm ederek gülerdi.<br />

Gülerken, mubârek dişleri görünürdü. Güldüğü zemân, nûru dıvarlar üzerine<br />

ziyâ verirdi. Ağlaması da, gülmesi gibi hafîf idi. Kahkaha ile gülmediği gibi,<br />

yüksek sesle de ağlamazdı, amma mubârek gözlerinden yaş akar, mubârek göğsünün<br />

sesi işitilirdi. Ümmetinin günâhlarını düşünüp ağlardı ve Allahü teâlânın<br />

korkusundan ve Kur’ân-ı kerîmi işitince ve ba’zan da nemâz kılarken ağlardı.<br />

Fahr-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek parmakları iri idi. Mubârek<br />

kolları etli idi. Mubârek avuclarının içi geniş idi. Bütün vücûdünün kokusu,<br />

miskden güzel idi. Mubârek bedeni, hem yumuşak, hem de kuvvetli idi. Enes bin<br />

Mâlik diyor ki, Resûlullaha on sene hizmet etdim. Mubârek elleri ipekden yumuşak<br />

idi. Mubârek teri miskden ve çiçekden dahâ güzel kokuyordu. Mubârek kolları,<br />

ayakları ve parmakları uzun idi. Mubârek ayaklarının parmakları iri idi. Mubârek<br />

ayaklarının altı çok yüksek olmayıp, yumuşak idi. Mubârek karnı geniş olup,<br />

– 374 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!