10.12.2012 Views

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SE'ÂDET-İ EBEDİYYE - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olan ilâhîleri, kasîdeleri dinleyerek üzülmek harâm olur. [Bunun için, mevlidlerde<br />

vefât bahsini okumamalıdır.]<br />

Düğün, ziyâfet, sünnet, bayram, sefer dönüşü gibi sevinmesi lâzım olan yerlerde<br />

halâl olan ses ile neş’elenmek mubâhdır. Bu sesler, nefse değil, kalbe kuvvet verir.<br />

Kalbi kararmış olanların, kalbimde Allah sevgisi var diyerek ses, ilâhî dinlemeleri<br />

insanı ekseriyâ aldatır. Kalbin temiz, kuvvetli olup, nefsi ezmiş olduğunu,<br />

yâhud kalb hasta olup, nefsin azmış olduğunu ancak Veliyyi kâmiller “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyhim ecma’în” anlar. [Bunun içindir ki, imâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh”,<br />

ikiyüzaltmışaltıncı [266] mektûbunda, gençlerin toplanarak kasîde, ilâhî, mevlid<br />

okumalarını uygun görmemişdir.] Kalbinde hâller hâsıl olmıyan, hâsıl olsa<br />

da, nefsi şehvetden temâm kesilmemiş olan tesavvuf yolcularına güzel ses, nağme,<br />

fâideden ziyâde zarar verir. (Kimyâ-yı se’âdet)den terceme temâm oldu.<br />

(Reşehât)da, Sa’düddîn-i Kâşgarî, hâce Muhammed Pârisâ “kuddise sirrühümâ”dan<br />

işiterek buyuruyor ki, (İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaşdıran perdelerin en<br />

zararlısı, kalbin kararması, hasta olması, ya’nî dünyâ sevgisinin kalbe yerleşmesidir.<br />

Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzûmsuz şeyler seyr etmekden hâsıl olur. Çok<br />

uğraşarak, bunları kalbden çıkarmalıdır. Fâidesiz kitâb, [roman, gazete, mecmû’a,<br />

hikâyeler] okumak, lüzûmsuz şeyler konuşmak, bu sevgiyi artdırır. Kadın ve<br />

kadın resmleri, [resmli mecmû’a, filmler, televizyon] seyr etmek, şarkı, çalgı, [kadın<br />

sesleri] dinlemek, bu sevgiyi kalbde yerleşdirir. Bunların hepsi, insanı Allahü<br />

teâlâdan uzaklaşdırır. Kalbin hasta olması, Allahü teâlâyı unutmasıdır. Birinci kısmda,<br />

46. cı maddenin sonuna bakınız! Allahü teâlâya kavuşmak istiyenlerin, bunlardan<br />

sakınması, nefsi kuvvetlendiren, azdıran herşeyden ictinâb etmesi lâzımdır. Allahü<br />

teâlânın âdeti şöyledir ki, kalbi temizlemeğe ve nefsi ezmeğe çalışmıyanlara,<br />

zevklerini, şehvetlerini bırakmıyanlara bu ni’meti ihsân etmez). [Kalb, muhabbet<br />

yeri, sevgi yeridir. Aşk, muhabbet bulunmıyan kalb ölmüş demekdir. Kalbde, yâ<br />

dünyâ sevgisi, yâhud Allah sevgisi bulunur. Burada dünyâ demek, harâm olan şeyler<br />

demekdir. Zikr, ibâdet yaparak, kalbden dünyâ sevgisi çıkarılınca, kalb temiz<br />

olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günâh işleyince, kalb kararır,<br />

hasta olur. Dünyâ muhabbeti yerleşerek, Allah sevgisi gider. Kalbin bu hâli,<br />

bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden<br />

dolar.]<br />

Tesavvuf büyüklerinden Mahmûd-i İncirfagnevî “rahmetullahi teâlâ aleyh”<br />

buyuruyor ki, (Zikr-i alâniyye, ya’nî yüksek sesle zikr yapabilmek için, kalbinde<br />

yalan ve gıybet bulunmamak, buğazından harâm ve şübheli şey geçmemiş olmak,<br />

gönlü riyâdan ve süm’adan ve sırrı hazret-i Hakdan başka şeylere teveccühden pâk<br />

olmak lâzımdır). İşte, tegannî, simâ’ yalnız böyle kimselere fâideli olur. Fıkh<br />

âlimleri de, tegannînin, böyle olmıyanlar için ve çalgının herkes için, harâm olduğunu<br />

bildirmişlerdir. Beyt tercemesi:<br />

Sevgilimle geziyorduk el-ele,<br />

Haberim yok, bakmışım bir çiçeğe.<br />

Utanmadın mı dedi ve ekledi:<br />

Ben varken nasıl bakıyorsun güle?<br />

Bu beyt, tesavvufcuların, takvâ ehlinin hâlini göstermekdedir.<br />

Tegannînin mubâh olduğunu bildirdiğimiz yerde, beş şartı gözetmek lâzımdır:<br />

1 — Kadın, kız veyâ parlak oğlan sesini, yanında kendilerini görerek dinlemek,<br />

mahremleri olmıyan [yabancı] erkeklere harâmdır. Bunları görünce, temiz kalb sıkılır,<br />

kararır, hasta olur, za’îfler. Nefs zevk alır, kuvvetlenir, azar. Şeytân, nefsin,<br />

hareketine yardım eder. Nefs, kötü isteklerini, harâmları, kalbe yapdırır. Çünki,<br />

bütün a’zâlar kalbin emri ile hareket etmekdedir. Güzel olmıyan oğlanın sesi câiz<br />

ise de, çirkin kızın da sesini, yanında dinlemek harâmdır. Kızların, kadınların mev-<br />

– 720 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!