24.12.2014 Views

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mü'minin rülıi yüceli şi (mirac) sıras ında elde ettiği iki bilgi çe şidi hakkında<br />

İ bnu'l- Ar abrnin verdiği pek güzel izalundan daha iyi aç ıklanmamışt ır"°.<br />

Burada ibnu'l- Ar abi hayali bir şekilde mü'minin ve filozofun, Mirâc hadisesinde<br />

oldu ğu gibi, Hakikate do ğru ald ıklar ı yolu tasvir etmektedir. Sars ılmaz<br />

bir imandan ba şka hiçbir silah ı olmad ığı halde, (ibnu'l- Ara bi garip bir<br />

şekilde islâm.da iman üzerinde ısrar eder), ayn ı zamanda bir stıfi olan mü'min,<br />

her an biraz daha inanç kazan ıp yanılmaz hakikatlar ı öğrenerek, yolculuk<br />

merhalelerinden geçer, fakat yolda şı olan filozof derin bir şüphe ve şaşkınlık<br />

içinde kal ır. Sonunda filozof bütün dü şüncelerini bo ş şeyler addederek atar;<br />

süfinin yolundan gitmeyi ve İslâma dönmeyi arzu eder. Gök kürelerinden<br />

her biri onlar ın yolculuğunun bir merhalesine i şâret eder. Her merhalede,<br />

filozof da mü'min de bir şeyler ö ğrenir, fakat filozof bilgisini "küreler" (feleklerfden<br />

ald ığı halde, mü'min kürelerin ruhlar ından alır. Birincisi görüneni<br />

ya da zâhiri, ikincisi ise hakikat]. ö ğrenir. Feleklerin (gök kürelerinin) ruhlar ı,<br />

bât ıni bilgilerini mü'mine nakleden peygamberlerdir. ibnu'l- Ar abi bu<br />

peygamberlerden her birinin a ğz ından kendi <strong>tasavvuf</strong> sisteminin bir bölümünü<br />

anlatt ırarak, kendi ola ğan vandet-i vudidcu tarz ında izah ettirir. Meselâ,<br />

Müsâ'ya kendi evrensel din ve vandet-i vuef ıd nazariyesini; Yüsura sonsuz<br />

ve sonlu güzellik nazariyesini ve sûretin kemâli meselesini; A dem'e sebeplilik<br />

nazariyesini, hakiki ve görülen (zâhir) sebeplerin anlam ını, ruhi ve maddi<br />

"hilüfet"in anlamını izah ettirir. İsâ hayat ve rühiyetin anlam ını ; İdris ise<br />

"hallerin" de ğişkenliği ve cevherlerin de ğişmezliği v.b. nazariyesini aç ıklar321.<br />

"Mü'min" (et-tabi) ve filozof bu "yolculuk"ta ayn ı amaç, yani Hakikata<br />

ulaşma pe şindedir, fakat onlar ın yollar ı ve çabalar ının sonuçlar ı farkl ıdır.<br />

Meselâ, filozof d ış âlemde sebebi olan olaylar ın müşahadesinden elde ettiklerinden<br />

daha fazlas ını bilmeyi hiçbir zaman bekliyemez. Öte yandan tabi<br />

(mü'min) Bir sebebin nas ıl her şeyde i şlediğini bizzat "görür". Yine filozof<br />

Allah' ın mutlak tenzihini (aşk ınlığını) ifâdeden öteye gidemez; mil' ınin. zevk<br />

(doğrudan doğruya idrak) vasıtas ıyla Hakikat ın her cihetini, yani tenzih ve<br />

te şbihi bilir. Sisıfi hallerinden birinde, (ayn ı zamanda silfi olan) mü'min Hak'la<br />

adi birliğini idrâk eder. Bu bilen ve bilinenin ayn ı olduğu bir haldir ve filozofun<br />

gücünün tamam ıyla ötesindedir.<br />

7 gök küresinden geçtikten sonra, filozof daha öteye gidemez; mü'min<br />

ise rühi yüceli şine devam ederek (tamam ıyla <strong>tasavvuf</strong>i) diğer kürelere girer<br />

320. FutIthea, II, ss. 359-374. ilınu'l-Arabi'nin, Futiihât'm bu bölümünden çok daha sonra<br />

yazd ığı FUSIIS'Ull ana fikrinin ilk izleri bu bölümde ortaya konmu ştur.<br />

321. Yedi kürenin, peygamber ve meleklerinin nitelendirilmesi, büyük ölçüde, BM'nin onlar ı<br />

nitelendirmesine benzer. Burada ve felsefesinin daha bir çok bölümlerinde Cin, ibnu'l-<br />

Ar abrnin kendisi üzerindeki etkisinin i şâretlerini göstermektedir. Kar., Nicholson, Studies<br />

in Islamic Mysticism, ss. 122-123.<br />

104

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!