24.12.2014 Views

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BÖLÜM III<br />

İbnu'l-Arabi'nin Bilgi Nazariyesi, Psikololi ve Tasavvufu<br />

Bilgi Nazariyesi<br />

Bu bölümün konusunu te şkil eden üç kesim İ bnu'l- Ar abrnin <strong>tasavvuf</strong>ıntu<br />

özetler. Sadece kolayl ık olsun diye burada teker teker ele al ınmışlard ır;<br />

do ğrusu bunlar ayn ı konunun muhtelif üç manzaras ıd ır. ibnu'l-Arabi'nin<br />

<strong>tasavvuf</strong>u kendi sufi felsefesinin ameli bir sonucudur; bilgi nazariyesi kendi<br />

tecrübesinde ve tecrübesiyle nas ıl bilgi elde etti ğinin ve bu bilginin muhtevas<br />

ının ne olduğunun nazariyesidir; psikolojisi ise, böyle bir tecrübeden geçen<br />

nefsin bir tahlilidir.<br />

(Kelâm hakk ındaki) bundan önceki bölümde ibnu'l- Ar abrnin sistemine<br />

hangi anlamda "Ak ılc ı Monism" denebilece ğini izah ettik. Ona göre,<br />

âlemin tüm yap ısı akli ve canl ı bir binad ır296. Fakat "bu yap ının baz ı parçalar ı<br />

diğerlerinden kendi akliliklerinin daha çok bilincindedir; di ğerleri ona sahip<br />

olmakla birlikte hiçbir şekilde bundan haberdar de ğildir. Diğer bütün varl ıklar<br />

ın üstünde olan İnsan, ibnul- Ar abi'ye göre, en yüksek derecesinde bu<br />

akliliğe sahiptir. Ancak Yetkin İnsan fiili olarak, di ğer insanlar ise kuvve<br />

halinde buna sahiptirler. Daha sonra aç ıklanaca ğı üzere, insan nefsi asl ında<br />

akli bir varl ıktır; fakat ib nu'l- Ar abrnin bilgi nazariyesini filozoflar ınkinden<br />

esasl ı bir şekilde ayıran, kendisinin, filozoflar ın tersine, akli nefsi (ya da<br />

bazan dediği gibi "kalb" i) akılla aynı saymamas ıdır.<br />

Ibnu'l- Ar abi, farkl ı iki bilgi türü ay ırdetmektedir: a) "Yak ınlık kurmak<br />

suretiyle elde edilen bilgi" diyebilece ğimiz marifet, ve b) akli bilgi ya da<br />

mant ık; istidlal anlamına gelen ilim297. Birincisi tamam ıyla nefse, ikincisi<br />

296. Fustis, s. 295; türk. çev., yeri tespit edilemedi.<br />

297. İlk kitaplar ında, meselâ, Mevakic en—Nucl ım, ss. 28-29,32-33, adli eserinde İ bnu'l -Ar abi,<br />

<strong>tasavvuf</strong>i bilgiye marifet de ğil, ilim demektedir. Ebu T 5lib el-M ekki ve Tusteri'yi<br />

takip ederek Sufilerin pek ço ğunun tamam ıyla Allah'a hasrettikleri alim ad ının sufiye verilmesine<br />

itiraz etmez. Daha sonra ise sufiye ârif demekte ve bu kelimeyi Allah'a da uygulamak<br />

suretiyle, onu "alimden ay ırdetmektedir. Ba şka deyi şle ilmi mantiki nazar ya da zihin<br />

kar şılığı olarak, marifeti ise ilahi ilim, hakikatlar ın bilgisinin kar şılığı olarak kullanmaktad<br />

ın Futiihât, II, s. 393.<br />

98

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!