tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
c) İ bn ııi-Arabi'nin Ö ğretisinde bir "Maliyet Telâkkisi<br />
Daha önce de belirtildi ği üzere, İ bnu'l- Ar abi'nin vandet-i vucadculuğu<br />
bir çe şit akosmismdir. Bu ö ğretide belirli türden bir ulûhiyetin bulunduğunu<br />
hat ırda tutmak önemlidir. Bu ulûhiyet, ba şka ne olursa olsun, dinin<br />
ortaya koydu ğu ahlaki ve şahsi bir Allah de ğildir. Hiç bir zaman vandet-i<br />
vucûd ö ğretisine ait bir Allah da olamaz 175. Onunki B ousset'nin de dediği<br />
gibi, "Allah' ın kendisinden ba şka her şeyi Allah yapan bir vandet-i vucad<br />
şeklidir. Fakat her şeyi Allah haline koysa bile, bir Allah telakkisi üzerinde<br />
ısrarla duru şudur ki, ib nu'l- Ar abi ve S pino z a l76 gibi şahsiyetlerin vandet-i<br />
vudıdculu ğunu kör maddecilikten ay ırır. Onlar ın dini duygu ve tav ır al ışlar ı<br />
ancak çok az bir şekilde s ıradan theistlerinkinden ayr ılır. Gerçekten de hazan<br />
onlar daha da derin ve şiddetli bir duyguya sahiptirler. Alemi Hakikat'la<br />
bir görseler de, bu Hakikate a şıkt ırlar ve ona taparlar. Ona taparlar derken,<br />
ona yakar ırlar de ğil, onun kendi kendisini sürdürmesi ve ba ğıms ızlığı kar şı -<br />
s ında yal ın " şekiller" ve "tezâhürler" olarak kendi çaresizliklerini idrak etmek<br />
suretiyle bunu yaparlar demek istiyoruz. Hiç bir theist, "böylece her şey için<br />
yalnız O'na güveniriz: di ğer şeylere güvencimiz gerçekte O'na güvencimizdir;<br />
çünkü onlar O'nun tezâhürlerinden ba şka bir şey de ğildir". diyen vandet-i<br />
vuctideu İ b nu'l Arabi'den daha derin bir duyguyu ızhar edemez. Bir<br />
defas ında Bayez1c1 Allah'a, "Rabbim, Sana ne ile yakla şabilirim" diye sormu<br />
ş, Allah da, "Bana ait olmayanla", yani kulluk ve ba ğlılıkla cevab ını<br />
vermi ştir"m Mad d e ci p an theist için önemli olan, olgular ın (var olanlar ın<br />
ve gerçek olanlar ın hepsi) çoklu ğudur. Öte yandan ibnu'l-Arabi (kendi<br />
tarz ında) olgular ın ötesinde uzanan, her şeyin alt ında yatan ve her şeyi kontrol<br />
eden Hakikat'a, bir aynadaki gibi, Görülen Alemdeki varl ığını ve yetkinliklerini<br />
aksettirene tapulu ve onlar ı yüceltir. Bu nedenledir ki, ibnu'l-<br />
Arabi, Hakikat' ın her iki manzaras ına (içkinlik ve a şk ınlık) a ğırl ık verir.<br />
Bununla birlikte bu a ğırlığın biri ya da di ğeri üzerindeki derecesi onun ruhi<br />
durumuna göre de ği şiklik gösterir. Onun içkin cihet üzerine verdi ği a ğırlık,<br />
zaman zaman o derece kuvvetlidir ki, bu, onun sistemine, Allah' ı E ş carilerin<br />
İlk Cevheri ile ve bütün olgular ı onun hal ya da arazlar ı ile aynı saydığı zamanki<br />
gibi, 178 maddeci bir vandet-i vucadculuk görüntüsü verir 179. Fakat diğer<br />
175. Kar., A. M. Fairbairn, Studies in the Philosophy of Religion and History, Londra 1876, s.<br />
382.<br />
176. Onlar ın ö ğretisine idealist ya da Ruhâni Panteism diyebiliriz.<br />
177. Konu takdire de ğer bir şekilde Futühât II, s. 21'de i şlenir. Aynı fikir dikkate de ğer bir<br />
tarzda ibnu'l-Ar abrnin "Şeceret el-Kevn", Kahire 1343, s. 27'de ifâcle edilir. Ibm'''.<br />
Arabi, burada, Bütün'e olan en derin duygular ını dile getirir.<br />
178. Bak., Fusıls, s. 376 ve ss. 227-228; türk. çev., ss. 262, 143-144.<br />
179. Bak., meselfi, Fusüs, ss. 357, 376; türk. çev., ss. 249, 262.<br />
64