tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bir kimsenin penbe bir fare gördü ğünü söyledi ği zamanki hükmü, İ b nu'l-<br />
Ar abi'nin görüşüne göre, o kimsenin muhakkak bir şey görmü ş olmas ı, yani<br />
idrakinin muhakkak objective bir şeyle şartlanmış olmas ı dolayısıyla gerçektir.<br />
Bu "bir şeye" penbe bir fare demek, duyular ın değil, zihnin bir hatas ıdır.<br />
Serap olayı gibi bütün vehimler ibnu'l- Ar abi taraf ından bu şekilde aç ıklamr.<br />
D ış hakikatlara mutab ık olmayan ve herhangi bir d ış nesne tarafından<br />
şartlanmanu ş olan hükünder hayal-gücünün uydurmalar ı ve dolayısıyla<br />
zorunlu olarak yanl ışt ır. ibrı u'l-Ar abi devamla, "böylece zihnin duyular ı<br />
idare etti ği tarzda akl ı idare eden akli bir güç (meleke) tahayyül etti ğimiz<br />
takdirde, böyle bir gücün akla nazaran, zihnin duyulara narazan hata yapt ığı<br />
tarzda, hata yapabilece ği, yani böyle bir gücün akl ın apaç ık önermelerinden<br />
bazılarının, akla zorunlu olarak gerçek göründükleri halde, yanl ış olduğunu<br />
belirtmesinin muhtemel -olduğu tasavvur edilebilir" diyor. Ibnu'l-Arabi<br />
böyle bir melekenin (yetinin) olup olmadığım söylememektedir. Asl ında onun<br />
üzerinde durmak istedi ği şey, yukar ıda sözü edilen türden zorunlu bilginin<br />
kendiliğinden gerçek olduğu ve bazan yanlış olduğunu belirtilmesinin sebebini<br />
ise zihnin ya da bir ba şka esrarengiz "hakim"in hatal ı hiikmün.ün te şkil etmesidir.<br />
b) Hadsi (Sezgiye dayanan) ya da Bât ıni Bilgi<br />
Zorunlu bilginin üç çe şidinden üçüncüsü (yani hadsi bilgi) en önemli<br />
olanıdır ve İ bnu'l-Arabi'nin bilgi felsefesinin çekirde ğini te şkil eder. Diğer<br />
safiler gibi o da mant ıki aklın sahip oldu ğu bilgiden tamam ıyla farkl ı olan bir<br />
bilgi çe şidinin imkamna inanmaktad ır. Bu bilgi çe şidi bu defa d ış nesnelerin<br />
değil, Hakikat ın kendisinin vasıtas ız idraki, ba şka deyi şle aklın muhtemel<br />
ve sadece tahmini bilgisine kar şılık şeylerin ne iseler o olmalar ı halindeki hakikatlar<br />
ının bilgisidir30L. Spinoza'nın insan bilincinin "Amor intellectualis<br />
Dei" (akli Allah a şkına) garkoldu ğu bir hal olduğunu söylediği üçüncü bilgi<br />
türü (Scientia intuitiva) buna pek benzemektedir" 2.<br />
Sâtiler bu bilgi türüne ınakal olarak "zevk" (vas ıtas ız idrak) ad ını verirler.<br />
Bu deyim bir kavrama fiilinden çok bir iç idrak hali olan vas ıtas ız tecrübe<br />
haline işaret eder. Bazan buna ilahi bilgi (ilm ledünni=ledünni bilgi), sırlar ın<br />
301. Futiihat, I, ss. 38-39. İ bnu'l-Ar abi'den önce Hallâc, insan akl ıııın hakikatları kavrama<br />
gücünden yoksun oldu ğunu ileri sürmü ştür. "Dü şünceler sadece münasebetleri ortaya koyan<br />
fikirlerdir". Bak., Tevasin, s. 16. Gerçek bilgi do ğrudan doğruya Külli Nefsten cüz'i nefslere,<br />
ya da Hallac'm deyi şiyle, "Nûrdan nura" (Teviisin, s. 34) intikal eder. Hank "Hakk" ın<br />
bilgisi ile tfıl ve arz dedi ği şeye tekabül eden "görülen" in bilgisi arasmda bir ay ırım yapar.<br />
"Hakk"ı bilmek, kendin görmektir: zihnin bilgisi s ınırlı ve dolayl ıdır. Bak., Tevasin, s. 75.<br />
302. Bak., Joachim, A Study of the Ethics of Spinoza, Oxford 1901, s. 181.<br />
100