tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sütfin yaln ızca bu stifi makamda de ğil, bütün makamlarda da görülür ve dokunulur.<br />
O, bu "makamlarda" safiye aç ılan bilginin bir yorumcusu durumundad<br />
ır. Aç ık bir dili vard ır. Stifiler bu makamlardan (menazil) bir kısmına<br />
girme vas ıtalar ından yoksundurlar. Dolay ıs ıyla onlar sadece (bu makamlar<br />
hakkındaki) bilgilerini bu d ışar ıdaki sütunlardan al ırlar ve kendilerine söylenilen<br />
şeyi doğru kabul ederler; çünkü Süfilerin ke şf aleminde onun söyledi ği<br />
her şeyde masum olduğuna dair delilleri vard ır"22 6<br />
Böylece ibnu'l-Arabi, makamlar ı ve onun arac ılığı ile hareket eden<br />
İlke'yi yukar ıda aç ıklanan sembolik tarzda izah eder. Öyle görünüyor ki, bir<br />
bütün olarak kavranamayan ve nakledilemeyen yap ının, Hakikat'in bütünü<br />
için bir sembol oldu ğuna hiç şüphe yoktur: Onun d ış kısımlar ı dış alemi, iç<br />
kısımları ise rühani alemi temsil eder. Yap ının dışını içine bağlıyan d ış sütün<br />
külli Kelam -Kutup ya da Muhammed'in Ruh'u- Süfilerle Rühani Mem aras<br />
ındaki (yani İlahi ile İnsani aras ındaki) aç ık dilli "yorumcu" dur. Fakat<br />
iıe Allah'dan ne de âlemden ayr ıd ır.<br />
e) Kelâm' ın Üçüncü Ciheti: Yetkin İ nsan olarak Kelâm<br />
ibnu'l-Arabi yetkin sözünü benzeri olmayan bir anlamda kullan ır.<br />
Yetkinlikten müspet varh ğa sahip olmayı anlar. Bu durumuyla o, baz ı ahlaki<br />
ya da ba şka türden eksiklikleri pek Mâ içine alabilir. Bir şey, sahip oldu ğu<br />
müspet varhk derecesine nispetle - ya da ibnu'l-Arabi'nin kendi deyi şiyle,<br />
ortaya koydu ğu veya ortaya koymak gücünde oldu ğu ilahi Sıfatlar ın sayısına<br />
nispetle-yetkindir. En yetkin varl ık Allah, ve Allah' ın en yetkin tezahürü<br />
de Yetkin İnsan'd ır ki, bu terimi bu özel anlamda ilk kez kullanan ibnu'l-<br />
Arab i'dir.<br />
ibnu'l-Ar abrnin Kelâm ö ğretisini, onun Yetkin İnsan görü şünü dikkate<br />
almadan ele alan hiç bir ara şt ırma tam de ğildir. Çünkü bu, onun Kelâmımn<br />
ameli cihetini, ba şka deyi şle onun insanla olan münasebet ve İnsan'da<br />
tezâhürünü aç ıklar. Böylece onun Kelâm nazariyesi, bütünüyle takdim edildiği<br />
takdirde, a şağıdaki unsurlar ı ihtiva etmektedir:<br />
I. Hakikatlar ın Hakikati. olarak Kelâm : Metafizik cihet;<br />
II.<br />
III.<br />
Muhammed'in Hakikati olarak Kelâm: Safi cihet; ve<br />
Yetkin İnsan olarak Kelâm: İnsani cihet.<br />
St o alilar ve Philo 227 gibi, ibnu'l-Arabi de, kuvve halinde zuhür etmemiş<br />
Akıl —Logos Endiathetos— ile zuhür etmi ş Ak ıl —Logos Prophorikos- ara-<br />
226. Bak., Futâlitit, II, s. 767, 1. 11.<br />
227. İ bnu '1- Ar abrnin Kelâm nazariyesi ile (Kelâm'in üzerinde durdu ğumuz ciheti ile)<br />
Philo ve Stoahlarınki aras ındaki benzerlik o derecede belirgindir ki, İ bnu'l-A r a brnin<br />
şu veya bu şekilde onlardan etkilendi ğinde hiçbir şüphemiz olamaz.<br />
79