24.12.2014 Views

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sına ço ğunlukla kendisi düşmektedir. Onca en sonunda subjective olan Allah<br />

ile âlem ikiliği , yaz ılar ında ço ğunlukla her zaman kabul etmeyi istedi ğinden<br />

çok daha somut ve gerçek olarak görünür. Sadece subjective münasebetler<br />

şeklinde beliren S ıfatlar ço ğunlukla uknumla ştırdmış olmakla birlikte, bu,<br />

ibnu'l- Ar abrnin motafizik nazariyesinden çok şiire olan e ğilimine işaret<br />

eder. O, salt bir filozof de ğildir. Dolayısıyla ondan tam bir mant ık! tutarlik<br />

beklenmemelidir. Onun Allah' ı tamamen vandet-i vucudcu ya da theistik<br />

yahut da Yeni-Eflatuncu tarzda de ğil, ancak bu üçün bir kar ışımı, en yüksek<br />

hayali türden bir kar ışım olarak tasvir edilmelidir.<br />

d) İlahi İ simlerin İki Yönü (Manzaras ı )<br />

ib nu'l- Ar Bir'le Çok ya da Allah ile Görülen Alem aras ında yaptığı<br />

tek ayır ım, daha önce de aç ıklandığı üzere, farkl ı bir tarzda ilahi İsimlerin<br />

iki m.anzaras ı şeklinde de ifade edilir. Bir birlik ve asl ında ilahi Zatla<br />

bir sayılinca, İsimlerin "etkin" oldu ğu, yani her ismin Bir'in faaliyetinin<br />

sonsuz i şaretlerinden birini ya da di ğerini belirtti ği söylenir. D ış dünyada<br />

tezahür eden bir Çokluk olarak, ba şka deyi şle d ış alemin kendisi olarak bak ıldığında<br />

(çünkü dış Mem ilahi İsimlerden ba şka bir şey değildir), onlar edilgin<br />

ve kabildir (alıcıdır). Birinci cihete ibn.u'l-1- Ar abi, et-tahakkuk<br />

(Hak'k ın görüş noktas ı), ikincisine de et-tahalluk (Yarat ılanın görüş noktas ı)<br />

diyor. Fiili tezahürü husûle getiren ikisi aras ındaki münasebet ise ta(alluk<br />

adını ahyor ı 5 3.<br />

Acyan es—S(ibita'ya nazaran dü şünülünce, İlahi isimler de etkindirler,<br />

çünkü bunlar gizlilik (subrıt) halindeki Görülen Alem'den ba şka bir şey de ğildirler,<br />

ve yeri gelince a`yan es-sâbita d ış âleme nazaran etkindir. Bütün bunlar<br />

üst ve alt'dan müte şekkil bir silsileyi meydana getirirler. Üst alta nazaran<br />

etkin, kendisinden üstte olana nazaran edilgindir..<br />

Fakat ibnu'l- Ar abryle birlikte biz, daima kapal ı bir dü şünce devresi<br />

içinde seyrederiz. Kendi metafizik Bir ve çok ö ğretisini aç ıklama zahmetine<br />

girerken, hepsini salt bir subjectivelik sayar. Bu kapal ı devrede hangi noktadan<br />

ba şlarsak ba şlıyalım daima tekrar ba şladığımız noktaya döneriz. Bu<br />

(düşüncede) ne kadar ço ğalt ılırsa ço ğalt ılsın, ya da imzan varl ıklar ın çokluğu<br />

bazan da say ısız S ıfat ve isimlerle nitelenen Bir Zât olarak kavranmaya<br />

çalışılsın, en sonunda, tek ba şına yaln ız tek Bir Hakikat oldu ğu, sözünden fazla<br />

hiç bir şey kazand ırmaz. Onun hakkındaki bütün bilgimiz subjective ve<br />

bo ştur. Çokluk olmad ığı gibi, S ıfat ya da İsimlerin çokluğundan -edilginlik<br />

153. Şerh Esıntı) Allah el—Husnrl, elyazmas ı Loth. Kat. 658, varak, 1-22. İ bnu '1-Ar abi burada<br />

ilâhl İsimlerin iki manzaras ı ve aralar ındaki münasebeti aç ıklar.<br />

55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!