tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
(hazret el-misal) bir yans ıma8,1 sayılır ki, bu da daha yukar ıdakinin, yani<br />
ruhlar sahas ın ın (hazret el-ervâh) bir yans ımasıd ır. Mutlak Hüviyetin yans ı-<br />
malar' olan şeylere ula şıncaya kadar bu böylece devam eder 371. Fakat bu<br />
sahalar (hazretler), her biri mutlak ve temeli sûrette di ğerinden farklı olan<br />
ayrı sahalar de ğildir. Bir insan ın dış alemde duyulur bir sûrette ve ruhlar<br />
âleminde ruhani bir surette tezâhür etti ğinden söz edilebilirse de bu, bedeninin<br />
(fiziki sûretinin) esasta ve temeli bir şekilde ruhundan (ruhani suretinden)<br />
farkl ı olduğunu ifade etmez. Ne de bu, "Ruhlar Sahas ı"mn esasta ve temeli<br />
bir şekilde duyulur şeyler sahas ından farkl ı olduğu anlamına gelir. Bir defa<br />
bu hazretlerin, anlam ı kavran ınca, ib nu'l- Ar abrnin nazariyesindeki bir çok<br />
karanl ık noktalar daha anla şıl ır bir hale gelir. Gerç4te ne Allah ne de İnsan<br />
herhangi bir şeyi yeniden yaratm ıştır, fakat şeylerin Allah tarafından bu "Be ş<br />
saha" dan birinde veya di ğerinde muhafaza edildi ği 372 söylenebilir. Dolayısıyla<br />
bu hazretlerden birinde veya di ğerinde ya da hepsinde zaten varolanlar ın<br />
muhafazas ı anlamındaki yaratma, İnsan'a atfedilebilir. İnsanın (Yetkin İnsanın)<br />
kalbi bütün ilahi faaliyetler için bir merkezdir. Ayna gibi, Hakikat ın<br />
tezâhür etti ği bütün sûretleri yans ıtır. Kalbin bir gücü olan himmet vas ıtasıyla<br />
bu hazretlerden birinde ya da daha fazlas ında herhangi bir şeyin sûreti<br />
üzerine dikkatini teksif etmek sûretiyle, Safi o şey üzerinde mükemmel bir<br />
hakimiyet elde eder, ve bu hakimiyet vas ıtas ıyla şu ya da bu hazretteki bu şey,<br />
himmetin teklifi devam etti ği müddetçe, muhafaza edilir. Öyle görünüyor ki,<br />
ibnu'l- Ar abrnin, sûfinin yarat ıcı faaliyetinden kastetti ği de bundan ibarettir.<br />
Sûrinin kalbi, hayalgücü arac ılığıyla, kendisinde aksettirilen şeyi<br />
yans ıt ır. Bu durumda himmetin teksif edildi ği şey, bir d ış hakikata sahipmi ş<br />
gibi görünür; fakat onu sûfiden ba şkas ı d ış alemde göremez 373 .<br />
İ b nu'l- Ar abrnin nazariyesinde Allah' ın yaratmas ı ile İnsanın (Yetkin<br />
İnsanın) yaratmas ı aras ında şu fark vard ır: Allah'ın yaratmalar ı her zaman<br />
için ve bütün ha.zretlerde muhafaza edilir, çünkü Allah hiçbir zaman yaratmalar<br />
ım unutmaz. Halbuki İnsan ın yaratmalar ı ancak şu ya da bu zamanda,<br />
şu ya da bu hazrette muhafaza edilir, hepsinde de ğil. İnsan yaratmalar ını<br />
unutur unutmaz, onlar tamam ıyla varlıklarını kaybetmemekle birlikte, yok<br />
olurlar, çünkü hiçbir şey varlığını yitirmez, ancak İnsan'ın unuttu ğu hazretlerini<br />
yitirir.<br />
Fakat Ib nu '1 - Ar abrnin, sûfinin yarat ıcı faaliyetinden kastetti ği bundan<br />
ibaret olsa bile, subjective'le objective'i birbirine kar ışt ırmak sûretiyle<br />
muhakkak sûrette esasl ı bir hata yapmış görünmektedir. E ğer varlık sahalar ı<br />
(hazretler) sadece subjective ve yine onlarla tezâhür eden sûretler subjective<br />
371. KListıni, Fusüs Şerhi, s. 166; Gibb, History of Ottoman Poetry, I, Londra 1900, ss. 54-58.<br />
372. Bak., Fusiis, ss. 140-141; türk, çev., ss. 77-78.<br />
373. Bu, yukar ıda aç ıklanan hayâ1 munfas ıl'dır.<br />
122