24.12.2014 Views

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ise de, "ye şil", "yuvarlak", "i şitme" ya da "görme'', v.b. gibi s ıfatlar ı Allah'a<br />

yükleyemeyiz. Bu, sadece Uhihiyeti Görülen Alemden iki subjective manzara<br />

olarak ay ırmaktır.<br />

Ibnu'l-Arabi, Görülen Alem de dahil olmak üzere, "biz kendimiz<br />

Allah' ı tasvir etti ğimiz s ıfatlar ız'"" ve "anlam ve ruhu Görülen Alem'de<br />

bulunmayan, O'nu nitelendiren bir tek İsim ya da S ıfat vard ır"" 9 derken,<br />

demek istedi ği bir yandan Görülen Alemin Allah' ın içkin yan ın ı açıklıyan<br />

kendisine özgü niteliklere sahip oldu ğu, ve diğer yandan ise bu nitelikler<br />

vas ıtas ıyla şeklen O'nun a şkın yamnı aç ıklıyan S ıfatlar ı O'na atfetmeye<br />

yönelmiş olmamızd ır. Fakat her şeyin zat ı olan Hakikat'a bakarak, a şkın<br />

olsun içkili olsun, bütün s ıfatlar ona yüklenebilir. nu'l-Ar abi. diyor ki:<br />

"O, fiilde Görülen Memdeki şeylerin bütün isimleriyle isimlenmi ştir" 120 ;<br />

"D"Fühiyetin ve yarat ılmış şeylerin bütün s ıfatlar ının i şaret ettikleri Yücelik<br />

O'na aittir"121, "Bizim isimlerimiz O'nun isimleridir,''122, O'na Ebil Sacid<br />

el-Harr az, v.b., v.b. isimleri verilir123.<br />

III. Do ğrudan do ğruya bilmedi ğimiz ya da alg ılamad ığımız, fakat arazlarını<br />

algıladığımızda bir cevherin varl ığını ç ıkardığımız gibi, akıl yürüterek<br />

mantık yoluyla elde etti ğimiz Hakikat.<br />

Bu, yahn varl ıktan ba şka kendisine hiç bir şey yükleyemeyece ğimiz<br />

ilahi Zat't ır. Ona soyut halinde ve her türlü münasebet ya da s ınırlamadan<br />

ayrı olarak bakıldığında, bilinemez ve ba şkas ına nakledilemez. O, en sonunda<br />

tammlanamaz ve bir cevher gibi sadece halleriyle tasvir edilebilir ki, bu<br />

durumda onlar Görülen Alem.'dir 124. O'nun tabiat ı kar şıtlık, z ıtlık ya da<br />

e ş kabul etmediği halde, kendisinde bütün kar şıtları ve benzerleri birle ştirir.<br />

Nitelik ve niceli ğe sahip olmad ığı halde, bütün nitelik ve niceliklerin kaynağıdır.<br />

O'na genellikle i şrakilerle birlikte "Saf I şık" ya da "Saf iyilik" veya<br />

"Körlük" (el-dini-O gibi müphem terimlerle i şaret edilir.<br />

Bu, hiç bir şekilde çokluk kabul etmeyen birlik (ehadiyye) durumudur.<br />

Birlik tüm güçlerin (kuvvetlerin) toplam ıd ır (fe-ehadiyyetuhu ınecnadu küllihi<br />

118. FusCıs, s. 27; türk. çev., s. 14.<br />

119. Fusiis, s. 400; türk. çev., s. 281.<br />

120. Futilhat, IV, s. 251,1.3. Kar., Fusiis, ss. 111-112; türk. çev., ss. 58-59.<br />

121. Futilheıt, III, s. 186 şiir.<br />

122. Fusiis, s. 182; türk. çev., s. 108.<br />

123. Fusiis, s. 102; türk. çev., s. 54.<br />

124. Fusa s, ss. 414-415; türk. çev., ss.297-298. Musa'n ın, Firavun'un "Alemlerin Rabbi nedir"<br />

sorusuna cevab ı, Ibnu'l-Ar abi tarafından varlığı gökte ve yerde (manevi ve maddi<br />

âlemde) ve her ikisi aras ında tezâhür eden Rab şeklinde yorumlarmr Musa'nın gerçek<br />

cevab ı ise, "O gök ve yerin Rabbidir" şeklinde idi.<br />

49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!