24.12.2014 Views

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

tasavvuf feısefesi - Ankara Üniversitesi Kitaplar Veritabanı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

veya iletilmesi gibi bütün bu terimler mecazi anlama al ınmalıdır. Fakat<br />

İ bnu'l- Ar abrnin bu konuda kulland ığı sembolik (remzi) dil, diğer yerlerde<br />

olduğu gibi, burada da büyük bir tehlike kay-na ğıd ır. Kelime anlamına al ınd ığı<br />

takdirde, bu hakikati açan (mu/ki) ile kendisine hakikat aç ılan ın, verilen bilgi<br />

ile bilgiyi alan v.b. nin ikili ğini kapal ı bir şekilde ifade eder. ibnu'l- Ar abi<br />

(Külli Nefs'e kar şılık olarak kulland ığı bir deyim olan) İlk Aklı o tarzda tavsif<br />

eder ve ona öyle hususiyetler atfeder ki, cüz'i ak ıllardan tamam ıyla farkl ı<br />

imi ş gibi görünür331. Fakat biliyoruz ki, ona göre, Külli Nefs cüz'i nefslerden,<br />

ancak bütünün parçalar ından ayr ılmas ı şeklinde, ayr ılır. ibnu'lArabi, ayn ı<br />

zamaıda, Külli Nefsle ayn ı ve bât ıni bilginin tek vericisi (el-mulld) olan Ceb-<br />

i. kastederek Ruh'tan söz eder ve bu hususa delil olarak Kur'ân'dan<br />

bir çok ayetler getirir332. ibnu'l- Ar abrnin kendisi de itiraf etti ği üzere, 333<br />

ği şudur: Tek (hakikat) verici (mulki), cüz'i "hallerin" gerçekte demek istedi<br />

deki Ruh, ke şf (verilen hakikat) ise nefsin (cüz'i nefsin) kendi ifâclesidir. İ b n u'<br />

1-Ar abrnin nazariyesi bir şahsi idealism (personal idealism) şeklidir. Siifinin<br />

bütün hazretlerde (mertebelerde) bilgi "ald ığı" söylenir, fakat bu bilgiyi<br />

"veren" her hazretin mahiyetine göre, çe şitli "saretler" de görünen "ben"<br />

(nefs)'dir. ibnu'l-Ar abi, Cebrâ'il'in Hz. Muhammed'e Kur'an' ı indirdığiııi<br />

kapalı olarak inkâr etmektedir. Hz. Muhammed'e Dihy et el- K elbi süretinde<br />

görünen Cebra'il de ğil, sadece Peygamberin etkin hayalgücünün bir<br />

ürünü idi. Ba şka deyi şle, o surette kendisine görünen kendi "ben"i (ayn ı)<br />

16334 . Muhakkak ki bazan İ bnu'l- Ar abi (Bir Zat' ın veya Bir Nefs'in) birli ği<br />

ile zahiri çokluk aras ındaki farkı mübala ğa eder ve böylece biz, bunun sadece<br />

onun kulland ığı dilin bir özelli ği, düşüncesinin bir hususiyeti oldu ğunu unutarak<br />

onun dualist oldu ğu inanc ına kap ılabiliriz. Fakat burada pek yak ından<br />

izlediği Pl otinus gibi, onun da, akli nefslerin Külli Nefsle zati birli ğine inandığı<br />

hususunda hiçbir şüphe olamaz 335 .<br />

Bu şekilde kavranan. Süfinirı kalbi veya nefs, tabir caizse, Allah'a Kendisini<br />

gösteren "göz" ve O'nun Mutlakl ığı de ğil de tezâhürleri şeklinde<br />

Kendisini bildiren âlettir, çünkü Allah' ın Mutlak olduğu bilgisi tamamıyla<br />

Kendisine aittir. İnsanın (Yetkin İnsanın) Allah' ın ilahi Bilincinin merkezi<br />

veya Allah' ın, İnsanın bilincinin merkez ve özü oldu ğunu söylemek, böyle bir<br />

nazariyeye göre, ayn ı olgunun iki manzaras ını ifade etmektir.<br />

331. Bak., mesela, Miihiyyet el—Kalb, varak. 30, k ı s ım II.<br />

332. Bak., Futûhât, s. 750.<br />

333. Fustis, ss. 63-64. "E ğer herhangi bir sufi (bir şahs ın) `sûretinin) kendisine, kendisinde olmayan<br />

bilgiyi naklettiğini görürse... bu şah ıs, onun o sûrette görünmü ş olan aynı (beni)'dir.<br />

Böylece kendisine ait olan a ğaçtand ır ki, diktiklerinin meyvas ını toplar".<br />

334. Futrıllt, II, s. 429, 1. 11 a şağıdan.<br />

335. Kar., Plotinus, Enneads, İng. çev., Mackenna, III, ss. 13-14.<br />

110

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!