12.07.2015 Views

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

152 İstanbul <strong>Barosu</strong> YayınlarıMalum sözleşme <strong>hukuk</strong>una hâkim ilke uyarınca tarafların birbirineuygun ve karşılıklı irade beyanlarıyla sözleşme kurulur. Sözleşmekurulduktan sonra taraflar bu sözleşmeyle bağlı hale gelirlerve bu bağlılığın doğal sonucu olarak sözleşmeden kaynaklananborçlarını ifa etmek durumunda olurlar. Şartlar ne kadar değişirsedeğişsin sözleşmeyle her iki taraf da bağlıdır. Temel ilkemiz budur.Biz buna ahde vefa ilkesi diyoruz. Bu bakımdan ahde vefa temelilkedir ve her iki taraf da ne olursa olsun sözleşmeden kaynaklananborçlarını ifa etmek durumundadırlar. Fakat bazen koşullar öyledeğişir ki tarafların sözleşme kurma esnasındaki irade beyanlarınınyöneldiği sonuç aslında farklılaşmıştır. Ne demek istiyorum? Taraflarbelli koşulları öngörerek irade beyanını oluştururlar. Dolayısıylabir risk söz konusuysa o riske ilişkin hesaplar yaparlar ve ona göresözleşmeyi akdederler. Daha sonra koşullar öyle bir değişir ki taraflarınyüklendikleri yükümlülük, borç ve o borcun ifasını beklemekaslında sözleşmeyi kuran temel iradeye de aykırı olabiliyor. Taraflarınöngörmedikleri, öngörselerdi o şekilde yapmayacakları birsözleşme karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla o koşullar değiştiktensonra sözleşme gelinen aşamada gerçekten de taraf iradelerini yansıtmıyorduruma gelebiliyor. Bu durumda esasında görünürde birsözleşme var ve o sözleşmenin taraf ilişkilerine uygulanması gerekiyor;fakat gerçekte ilk kuruluştaki iradeye uymayan bir sözleşmeçıkıyor karşımıza. Bu yüzden sözleşmeye müdahale edilmesi ihtiyacıdoğuyor. Neden? Çünkü aslında sözleşmede bir boşluk meydanagelmiş oluyor. O boşluğun doldurulması gerekiyor.İşte bu ihtiyaca karşılık olmak üzere bir anlamda işlem temelininçökmesi olarak da adlandırılan bir teori ortaya çıkıyor zamanla.Değişik isimlerle adlandırılması söz konusu, işte clausula rebussic stantibus veya aşırı ifa güçlüğü gibi değişik adlar var. Fakatonların da her birinin teorik temelleri aslında farklı, o ayrıntılı tartışmalarahiç girmeye gerek yok. Sonuç itibariyle karşımızda bugünekadar genel hüküm niteliğinde kanunda bir esas, bir dayanakyoktu; teoriler vardı; oysa bundan sonra yeni kanunla beraber buşekilde uyarlama davalarına esas teşkil edecek bir hüküm var. Buanlamda yeni Borçlar Kanunumuzun tek madde, fakat önemli yeniliklerindenbir tanesi olarak ifade edilebilir 138. maddesi. Bugünekadar nasıldı, ne yapıyorduk? Bugüne kadar da uyarlama davalarıaçılıyordu ve bu davalar görülüyordu. Fakat esas neydi? Buna

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!