12.07.2015 Views

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

hukuk muhakemeleri kanunu - Ä°stanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

88 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınlarıfaiz başlangıcı kabul ediliyordu, ama siz fazlaya ait hakkınızı saklıtutarak kısmi dava açtığınız zaman kısmi dava faiz için başlangıçsayılmıyordu. Bu kadar mantıksızlık olur mu? Daha önceleridoğruydu kararlar, ama sonradan bu ıslah uygulamasından sonrabirileri çıktı, ve bunu iş edindi Yargıtay, başladılar bu sefer ıslahtarihinden itibaren faiz işletmeye. Hâkimlerin kafası karıştı, banao kadar çok karar getirdiler ki temyiz etmek için, bu sefer ölüm vebedensel zararlar nedeniyle tazminat davalarında o, 9. Hukuk Dairesininyanlış kararları maalesef yer edinmiş, faizi ıslah tarihindenbaşlatmaya başladı. Halbuki 2500 yıllık bir kural haksız fiillerdefaizin olay tarihinden başlatılacağı, bunlar yapıldı.Sonra bir de fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak benim en çoküzerinde durduğum bir konu, yalnız benim değil, buna akademisyenlerde katıldılar, defalarca bu konuda konferanslarda konuşmalaryapıldı, yazılar yazıldı. Denildi ki, kanunda fazlaya ilişkin haklarısaklı tutmak diye bir kural yok. Ne var? Siz kısmi dava açmışsınız,tespite ilişkin bölüm fazlaya ilişkin haklarım saklıdır demesenizbile isteyebilirsiniz. Yasayı bilmemek özür değildir. Peki, ama sizinbu icat ettiğiniz kuralı kimse bilmek zorunda değil. Hele davasınıkendi açmak zorunda olan yurttaş hiç. Bunu belirtmese bile hâkim,zararı ve kapsamını araştırıp, hüküm altına almakla yükümlüdür.Bu çok önemli bir konu, bu hep göz ardı edildi.1086 Sayılı Yasa’nın 74. maddesindeki taleple bağlılık ilkesimadde olarak yazılırken şöyle bir başlangıç vardı: “Medeni yasadakihükümler saklı kalmak üzere davacı talebiyle bağlıdır” deniliyordu.Bildiğiniz gibi bizim <strong>hukuk</strong> sistemimizde, yani İsviçre’denalınırken Borçlar Kanunu Medeni Kanunun da bir parçasıydı. Onedenle Borçlar Kanununun 42. maddesini dikkate almak gerekiyordu,ama bu da yapılmadı. Borçlar Kanunu 42. maddesinin 2.fıkrası ve bu 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi2. fıkrasında da aynen yer almıştır: “Hâkim zararı ve kapsamınıaraştırmak ve hüküm altına almakla yükümlüdür” diyor. Bukonuda gerek Hukuk Genel Kurulunun, gerek gözüme iliştiği kadarıyla4. Hukuk ve 11. Hukuk Dairesinin kararlarında şu deniliyor:“Hâkimin zararı ve kapsamını araştırması ve tümünü hüküm altınaalması bunun hem işlevi, hem de görevidir” Bu da göz ardıedildi. Yani geçmişteki kısmi davada dava değeri arttırılırken ıslah

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!