11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

karşılığı olan azâbdan kurtarmıyacakdır.<br />

Osmânlı târîhinde, evvelce hıristiyan iken İslâm dînini kabûl<br />

eden ve İslâmiyyete büyük hizmetleri dokunan pek çok kumandan,<br />

ilm ve fen adamı vardır.<br />

Bursalı İsmâ’îl Hakkı efendi “rahime-hullahü teâlâ” 1137 [m.<br />

1725] yılında Bursada vefât etmişdir. On cild (Rûh-ul-beyân)<br />

Kur’ân-ı kerîm tefsîri, bütün dünyâdaki İslâm âlimlerinin “rahimehümullahü<br />

teâlâ” yanında çok kıymetlidir. Altıncı cüz’ün tefsîrini<br />

bitirdikden sonra diyor ki, (Zemânın allâmesi olan şeyhimin yanında,<br />

ba’zı hıristiyan ve yehûdîlerin, herkese merdce, cömertce<br />

davrandıkları, iyilik etdikleri söylendikde, böyle olmak, ebedî<br />

se’âdet sâhiblerinin alâmetidir. Böyle olanların îmâna ve tevhîde<br />

kavuşmaları, sonlarının felâh olması umulur, buyurdu). Tefsîr kitâbının<br />

bu yazısı, yukarıdaki sözümüzün senedlerinden biridir.<br />

Şimdi, İslâm dînini tenkîd edenlere, onda kusûr arayanlara gelince,<br />

bu gibilerin en çok üzerinde durduğu husûslar şunlardır:<br />

1 — (İslâm dîni bir erkeğin dört kadınla evlenmesini kabûl etmekdedir.<br />

Bu, zemânımızdaki âile mefhûmu, âile bağlılığı ve sosyal<br />

nizâm ile hiç bir zemân bağdaşamaz) imiş.<br />

Buna verilecek cevâb şudur: İslâm dîni bundan 14 asr evvel<br />

zuhûr etmişdir. Bu dînin doğduğu yer olan Arabistânda, o zemân<br />

kadınların hiç bir hakkı yokdu. Herkes istediği kadar kadın ile<br />

birlikde yaşar ve bunlara karşı hiç bir sorumluluk kabûl etmezdi.<br />

O zemânlarda kadının hiç bir kıymeti olmadığı şundan anlaşılır<br />

ki, pek çok âileler, doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi.<br />

Böyle bir yerde doğan İslâm dîni, bir adamın birlikde yaşayacağı<br />

kadın mikdârını, o zemâna göre, son derece sınırlamış, kadınlara<br />

hak tanımış, bir erkekden ayrılan kadının sefîl olmaması<br />

için, dahâ evlenmeden evvel, ilerde bir ayrılık zuhûr ederse ona<br />

ödenecek olan parayı ya’nî (Mehr) mikdârını tesbît etmişdir. Tenkîdcilerin<br />

iddi’â etdiği gibi, (Kadınları hor görmemiş), bil’aks onların<br />

haklarını korumuş ve mevkı’lerini yükseltmişdir. Bu bildirdiklerimiz,<br />

Harputlu İshak efendinin [1] , protestan misyonerlerinin<br />

İslâm dînine karşı yaydıkları yalan ve iftirâlara karşı yazmış olduğu<br />

türkçe (Diyâ-ül-kulûb) kitâbında, üçyüzyirmidördüncü sahîfeden<br />

başlıyarak uzun bildirilmekdedir. Bu kitâb, (Cevâb Veremedi)<br />

ismi verilerek, Hakîkat Kitâbevi tarafından ayrıca basdırılmışdır.<br />

Bugünkü hâle gelince, şunu iyi bilmelidir ki, İslâm dîni bir er-<br />

[1] İshak efendi, 1309 [m. 1891] de vefât etdi.<br />

– 110 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!