11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

arasına katılıp, Âmir Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”<br />

îmâna geldiklerini söylerken, Erbed arkaya geçip kılıncını kınından<br />

çıkarmak istedi. Eli tutmaz oldu. Âmir, karşıdan, ne duruyorsun<br />

diye işâret edince, Resûl aleyhisselâm, (Allahü teâlâ, ikinizin<br />

zararından beni korudu) buyurdu. Oradan ayrıldıklarında,<br />

Âmir Erbede, niçin sözünde durmadın dedi. O da, ne yapayım ki,<br />

kaç kerre kılıncı çekmek istedim. Hep seni ikimizin arasında gördüm,<br />

dedi. Birkaç gün sonra hava açıkken ansızın bulutlar kapladı.<br />

Erbede yıldırım düşerek devesi ile birlikde öldü.<br />

66 — Resûl aleyhisselâm, birgün abdest alıp, mestlerinden birini<br />

giyip, ikincisine elini uzatırken, bir kuş geldi. Bu mesti kapıp<br />

havada silkdi. İçinden bir yılan düşdü. Sonra kuş mesti yere bırakdı.<br />

Bugünden sonra, ayakkabı giyerken, önce silkelemek sünnet<br />

oldu.<br />

67 — Resûl aleyhisselâm gazâlarda ve çöllerde, kendini muhâfaza<br />

için Eshâbından bekçiler ayırmışdı. Mâide sûresindeki, (Allah<br />

seni insanların zararından korur) meâlindeki 67. ci âyet-i kerîme<br />

gelince, bundan vazgeçdi. Düşmânlar arasında yalnız dolaşır, yalnız<br />

yatar, hiç korkmazdı.<br />

68 — Enes bin Mâlikde “radıyallahü teâlâ anh”, Resûlullahın<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bir mendili vardı. Bununla mübârek<br />

yüzünü silmişdi. Enes, bununla yüzünü siler, kirlendiği zemân,<br />

ateşe bırakırdı. Kirler yanıp, mendil yanmaz, tertemiz olurdu.<br />

69 — Bir kuyunun suyunu kova içinden içip kalanını kuyuya<br />

dökdüler. Kuyudan her zemân misk kokusu çıkardı.<br />

70 — Utbe bin Firkadin “radıyallahü anh” bedeninde kurdeşen<br />

[Urtiker] denilen hastalık çıkdı. Resûl aleyhisselâm, onu soyup ve<br />

kendi mübârek ellerine tükürüp, elleriyle gövdesini sıvadı. Hasta<br />

şifâ buldu. Bedeni, misk gibi kokardı. Bu hâl uzun zemân devâm<br />

etdi.<br />

71 — Selmân-ı Fârisî “radıyallahü teâlâ anh”, hak din aramak<br />

için, Îrândan çıkıp çeşidli memleketleri dolaşmağa başladı. Benî<br />

Kelb kabîlesinden bir kervân ile Arabistâna gelirken Vâdi’-ul kurâ<br />

denilen mevkide hâinlik edip bir yehûdîye köle diye satdılar. Bu<br />

da, akrabâsı, Medîneli bir yehûdîye köle olarak satdı. Hicretde<br />

Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Medîneye teşrîflerini<br />

işitince, çok sevindi. Çünki, kendisi nasrânî âlimi idi. En son<br />

– 344 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!