11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaratıcının sebebler değil, Allahü teâlâ olduğunu bildiriyor.] Yakıcı,<br />

Allahü teâlâdır. Ateşsiz de yakar. Fekat, ateş ile yakmak âdetidir.<br />

Yakmak istemezse, ateş içinde de yakmaz. İbrâhîm aleyhisselâmı<br />

ateşde yakmadı. Onu çok sevdiği için, âdetini bozdu. [Nitekim<br />

ateşin yakmasını önliyen maddeler de yaratmışdır. Bu maddeleri,<br />

kimyâgerler bulmakdadır.]<br />

Allahü teâlâ dileseydi, herşeyi sebebsiz yaratırdı. Ateşsiz yakardı.<br />

Yimeden doyururdu. Tayyâresiz uçururdu. Radyosuz, uzakdan<br />

duyururdu. Fekat lutf ederek, kullarına iyilik ederek, herşeyi<br />

yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri, belli sebeblerle yaratmağı<br />

diledi. İşlerini, sebeblerin altına gizledi. Kudretini sebebler<br />

altında sakladı. Onun birşeyi yaratmasını istiyen, o şeyin sebebine<br />

yapışır, o şeye kavuşur. [Lâmbayı yakmak istiyen, kibrit kullanır.<br />

Zeytinyağı çıkarmak istiyen, baskı âleti kullanır. Başı ağrıyan,<br />

aspirin kullanır. Cennete gidip, sonsuz ni’metlere kavuşmak<br />

istiyen, islâmiyyete uyar. Kendini tabanca ile vuran ölür. Zehr içen<br />

ölür. Terli iken su içen, hasta olur. Günâh işliyen, îmânını gideren<br />

de, Cehenneme gider. Herkes, hangi sebebe başvurursa, o sebebin<br />

vâsıta kılındığı şeye kavuşur. Müslimân kitâblarını okuyan, müslimânlığı<br />

öğrenir, sever, müslimân olur. Dinsizlerin ve mezhebsizlerin<br />

arasında yaşıyan, onların sözlerini dinliyen, din câhili olur. Din<br />

câhillerinin çoğu kâfir olur. İnsan hangi yerin vâsıtasına binerse,<br />

oraya gider.]<br />

Hak tecellî eyleyince, her işi âsân eder,<br />

Halk eder esbâbını, bir lahzada ihsân eder.<br />

Allahü teâlâ, işlerini sebeblerle yaratmamış olsaydı, kimse kimseye<br />

muhtâc olmazdı. Herkes, herşeyi Allahü teâlâdan ister, hiçbir<br />

şeye başvurmazdı. Böyle olunca, insanlar arasında, âmir, me’mûr,<br />

işçi, san’atkâr, talebe, hoca ve nice insanlık bağları kalmaz, dünyâ<br />

ve âhiretin nizâmı bozulurdu. Güzel ile çirkin, iyi ile fenâ ve mutî’<br />

ile âsî arasında fark kalmazdı.<br />

Allahü teâlâ dileseydi, âdetini başka dürlü yapardı. Herşeyi, o<br />

âdetine göre yaratırdı. Meselâ dileseydi, kâfirleri, dünyâda zevk ve<br />

safâsına düşkün olanları, can yakanları, insanları aldatanları Cennete<br />

sokardı. <strong>Îmân</strong>ı olanları, ibâdet edenleri, iyilik yapanları Cehenneme<br />

sokardı. Fekat, âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, böyle<br />

dilemediğini göstermekdedir.<br />

İnsanların her işini, istekli ve isteksiz, bütün hareketlerini yaratan<br />

Odur. Kulların, ihtiyârî, ya’nî istekli hareketlerini, işlerini<br />

yaratması için, kullarında (İhtiyâr) ve (İrâde) yaratmış, bu seçme<br />

ve dilemelerini, işleri yaratmasına sebeb kılmışdır. Bir kul, birşey<br />

yapmağı ihtiyâr edince, isteyince, Allahü teâlâ da dilerse, o işi, ya-<br />

– 62 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!