11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1714] da sultân Ferruh Sîr şâhı tedâvî etdikleri için, bütün Hindistânda,<br />

bu hak kendilerine verildi. Şâh-ı Âlem-i sânî zemânında<br />

Delhîye girerek, idâreye hâkim oldular. Zulme başladılar. Hindistândaki<br />

vehhâbîler, 1274 [m. 1858] de, sünnî, hanefî ve sôfî olan<br />

sultân ikinci Behâdir şâha, bid’at ehli, hattâ kâfir dediler. Bunların<br />

ve hindu kâfirlerinin ve hâin vezîr Ahsenullah hânın yardımı<br />

ile, İngiliz askeri Delhî şehrine girdi. Evleri, dükkânları basıp,<br />

malları, paraları yağma etdiler. Kadınları, çocukları dahî kılınçdan<br />

geçirdiler. İçecek su bile bulunmaz oldu.<br />

[TENBÎH: Âdem aleyhisselâmdan bugüne kadar, her zemân,<br />

her yerde kötü insanlar iyilere saldırmışlardır. Allahü teâlâ her şeyi<br />

sebebler ile yaratmakdadır. Kötülerin cezâsını da, kötü insanlar<br />

vâsıtası ile vermekdedir. İşkence edenlere dünyâda da cezâlarını<br />

vermekdedir. Kötülerin yanı sıra, iyiler de azâb görmekdedir.<br />

Bunların ve harbde ölenlerin ve kazâda ölenlerin hepsi şehîddir.<br />

Dünyâda azâb çeken iyi, suçsuz müslimânlara âhıretde bol ni’metler<br />

verilecekdir. Âhıretde ni’mete kavuşmak için, îmân sâhibi olmak<br />

lâzım olduğu din kitâblarında yazılıdır. Bu kitâblar dünyânın<br />

her yerinde çok vardır. Bu kitâbları okuyup da inanmıyana kâfir<br />

denir. İslâmiyyeti işitmiyen kâfir olmaz. İşitince (Lâ ilâhe illallah<br />

Muhammedün Resûlullah) diyen ve buna inanan müslimân olur.<br />

Bunun ma’nâsı, (Herşeyi yaratan bir Allah vardır ve Muhammed<br />

aleyhisselâm Onun Resûlüdür)dür. Müslimân olan, Onun son Peygamberine<br />

tâbi’ olur. Birçok yerde, kâfirler, zâlimler, suçsuz müslimânları,<br />

kadınları, çocukları öldürmüşlerdir. Öldürülen müslimânlar,<br />

şehîd olur. Öldürülürken yapılan işkencelerin acısını duymaz.<br />

Ölürken, kabrde verilecek olan Cennet ni’metlerini görerek<br />

çok sevinir. Şehîdler ölürken hiç acı duymaz. Sevinir ve çok<br />

neş’elenir. Cennet ni’metlerine kavuşur. Hadîs-i şerîfde, (Müslimânların<br />

kabri Cennet bağçelerindendir.) buyuruldu.]<br />

Hümâyûn şâhın türbesine sığınmış olan çok yaşlı şâhı, çoluk<br />

çocukları ile, elleri bağlı olarak, kal’a tarafına götürdüler. Patrik<br />

Hudson, yolda şâhın üç oğlunu soydurup, don ve gömlekle bırakıp,<br />

göğüslerine kurşun sıkarak şehîd etdi. Kanlarından içdi. Cesedlerini<br />

kal’a kapısına asdırdı. Birgün sonra, başlarını İngiliz kumandanı<br />

Hanri Bernarda götürdü. Sonra, başları suda kaynatıp,<br />

Şâha ve zevcesine çorba olarak götürdü. Çok aç olduklarından,<br />

hemen ağızlarına koydular. Fekat çiğneyemediler, yutamadılar.<br />

Ne eti olduğunu bilmedikleri hâlde, çıkarıp toprağa bırakdılar.<br />

Hâin papaz Hudson, niçin yimediniz? çok güzel çorbadır. Oğulla-<br />

– 390 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!