11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sir Eliot devâm ederek; (Müslimânlığın en güzel bir tarafı da,<br />

vatandaşları ve ecnebîleri birbirinden tefrîk etmeyişidir. Müslimânlıkda<br />

Allah ile kul arasında bir vâsıta yokdur. İslâmiyyet, hıristiyanlıkdaki<br />

papazlar gibi, vâsıtaları ortadan kaldırmışdır.<br />

İslâmiyyetin insana verdiği ehemmiyyet çok büyükdür. Meselâ,<br />

islâmiyyete inananların en güzel nümûnelerinden olan Türk askeri,<br />

son derecede emr dinler. Şahsî teşebbüs [kendi başına, kimseden<br />

yardım görmeden iş görme] sâhibidir. Diğer milletlerde böyle<br />

bir asker hemen hemen yokdur. Türk askerinin disiplini, âmirlerine<br />

itâat etmesi, cesâreti, onun müslimân oluşundan ileri gelmekdedir.<br />

Bu güzel huyları ona müslimânlık öğretmekdedir. Müslimânlık<br />

aynı zemânda, (Zekât vermek) sâyesinde, insanlar arasında<br />

(servet birliği)ni de kurmakda, birçok felâketlere sebeb olan zengin<br />

fakîr farkını kaldırmağa gayret etmekdedir. Bu haşmetli din,<br />

herkesin anlıyacağı kadar basîtdir. Muhammed aleyhisselâmın hayâtı<br />

üzerinde insâflı ve etrâflı tedkîk yapmış olanlar, Ona karşı büyük<br />

bir muhabbet ve hurmet duyarlar) demekdedir.<br />

Şimdi başka birinin eserini tedkîk edelim. Fransanın Touraine<br />

şehrinde doğmuş olan İtalyan asıllı Fransız devlet adamı Henri A.<br />

Ubicini, senelerce Türkiyede kalmış olup, 1267 [m. 1851] de Parisde<br />

yayınlanan (La Turquie Actuelle = Bugünkü Türkiye) eserinde,<br />

islâm dîni hakkında şöyle demekdedir:<br />

(İslâm dîni, insanlara şefkat ve idrâk emr eder. Avrupanın (dinsiz)<br />

diye sînesinden atdığı bahtsız insanlar, pâdişâhın müsâfiri oldular<br />

ve müslimân Türk dünyâsında, vatanlarında mahrûm oldukları,<br />

hürriyyet ve emniyyet içinde yaşadılar. Bütün din mensûbları,<br />

burada aynı adâleti ve şefkati gördüler. Türklere ve müslimânlara<br />

barbar diyen Avrupalı, onlardan müsâfir-perverlik ve insanlık dersi<br />

aldı. Onaltıncı asrda yaşamış olan bir yazar, “Ne garîbdir, ben islâm<br />

memleketlerini gezdim. Barbar dediğimiz müslimânların şehrlerinde<br />

ne kaba kuvvet, ne de cinâyet gördüm. Herkesin hakkına<br />

saygı gösteriyorlar. Garîblere melce’, yardımcı oluyorlar. Büyük<br />

küçük, hıristiyan, yehûdî veyâ müslimân, hattâ îmânsız [müşrik] olsun,<br />

aynı adâleti ve merhameti buluyor” demekdedir. Ben de ona<br />

katılıyorum) demekdedir.<br />

Ubicini kitâbının başka bir yerinde şunları yazmakdadır:<br />

(İstanbulda, müslimânların oturduğu “İstanbul” kısmında senede<br />

ancak bir-iki polis vak’ası meydâna gelmekdedir. Hâlbuki,<br />

hıristiyanların oturduğu “Pera” [Beyoğlu] kısmında, hergün yüzlerce<br />

hırsızlık, dolandırıcılık ve cinâyet vak’aları zuhûr etmekde,<br />

– 446 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!