11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

23<br />

MUHAMMED JOHN WEBSTER<br />

(İngiliz)<br />

Ben Londrada, tam bir protestan terbiyesi alarak yetişdim.<br />

1930 senesinde, dahâ genç bir talebe iken, her genç gibi ba’zı hâdiselerle<br />

karşılaşıyor, bunları anlamağa çalışıyordum. Bunlardan<br />

birisi, din ile dünyâ arasında bir münâsebet aramak, ya’nî râhat ve<br />

huzûr içinde yaşamak için, dinden nasıl fâidelenebileceğimi düşünmek<br />

oldu. O zemân, ilk def’a olarak, farkına vardım ki, mensûb<br />

olduğum hıristiyan dîni, bu husûsda çok za’îf ve çok âciz. Zîrâ<br />

hıristiyanlık, dünyâyı yalnız fenâlıklarla dolu bir işkence yeri, insanları<br />

günâhkâr doğan mahlûklar olarak kabûl ediyor. Onlara hayâtda<br />

râhat bir yol göstermek şöyle dursun, her yapdıkları işin günâh<br />

olduğunu, bu günâhdan kurtulmak için, hiç bir çâre bulunmadığını,<br />

insanlar için ancak râhiblerin Allahü teâlâya düâ edebileceğini<br />

söylüyordu. Hıristiyanlık, insanları temâmen başı boş bırakmış<br />

ve yalnız pazar günleri, insanı hiç bir sûretde tatmîn etmiyen<br />

bir (kilise havası) içinde ibâdete teşvîk etmişdir. O senelerde, İngilterede<br />

büyük bir ekonomik buhran ve fakîrlik vardı. İnsanlar<br />

hayâtlarından ve hükûmetden hiç memnûn değildi. Hıristiyanlık,<br />

onlara bu ızdırâb dolu günlerde hiç yardım etmiyor, insanlar ondan<br />

bir tehammül kudreti bulamıyorlardı. Bu keyfiyyet, benim<br />

üzerimde çok fenâ bir te’sîr yapmışdı. Aklımdan çok, hislerime kapılarak,<br />

dînin ma’nâsız bir şey olduğuna karâr verdim. Hıristiyanlığı<br />

red ederek, kendimi, birçok gençler gibi, dinsizliğe ve komünizme<br />

verdim.<br />

Komünistlik, uzakdan işitilince gençlere bir haz veriyordu.<br />

Çünki, ekonomik sıkıntılar içinde bunalan ve yaşama kudreti bulamayan<br />

genç nesl, servet ve rütbe farkını ortadan kaldırdığını iddi’â<br />

eden komünizmi bir kurtarıcı olarak görüyordu. Fekat, kısa<br />

bir zemân sonra, farkına vardım ki, komünizmin iddi’âları, yalnız<br />

bir propagandadan ve boş lafdan ibâretdir. Onlarda da, hem rütbe,<br />

hem servet farkı aynen vardı. Her şey, her memleketde aynı<br />

idi. Bunun üzerine komünistlikden vaz geçerek, kendimi felsefeye<br />

verdim. Böylece kendimi, bir (panteist) olarak, (Vahdet-i vücûd)<br />

i’tikâdında olarak, yetişdirmeğe başladım.<br />

Garb memleketlerinde, islâmiyyet ile temâs etmek çok müşkildir.<br />

Çünki, orada islâmiyyete karşı, tâ Haçlı seferlerinden kalma<br />

bir düşmanlık vardır. Avrupalılar hiç tanımadıkları islâmiyyeti,<br />

nefret ile red ederler. Çocuklarını müslimân düşmanı olarak<br />

yetişdirirler. Müslimânlıkdan bahs etmek çok ayıp sayılır. Birisi<br />

– 213 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!