11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ehberi büyük bir âlimin tavsiyesi ile, âhir zemân Peygamberinin<br />

Arabistânda zuhûr edeceğini işitmiş ve kendisine, o âlim, Resûlullahın<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” vasflarını öğretmiş, Onun hediyye<br />

kabûl edip, sadaka kabûl etmediğini, iki omuzu arasında<br />

mühr-ü nübüvvet olduğunu ve pek çok mu’cizeleri olduğunu Selmâna<br />

“radıyallahü anh” bildirmişdi. Selmân-ı Fârisî, Resûlullaha<br />

sadakadır diyerek hurma getirdi. Resûlullah onlardan hiç yimedi.<br />

Hediyyedir diye bir tabakda yirmibeş kadar hurma getirdi. Resûlullah<br />

ondan yidi. Bütün Eshâb-ı kirâm da yidiler. Yinilen hurma<br />

çekirdekleri bin kadardı. Resûlullahın bu mu’cizesini de gördü. Ertesi<br />

gün bir cenâze defninde mühr-ü nübüvveti görmek arzû etdi.<br />

Resûlullah, bunu anlayıp mübârek gömleğini sıyırarak mühr-i nübüvveti<br />

gösterdi. Selmân “radıyallahü anh” hemen îmâna geldi.<br />

Birkaç sene sonra 300 hurma ağacı ile binaltıyüz dirhem altın ödemek<br />

şartı ile âzâd edilmesine söz kesildi. Resûlullah “sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellem” bunu işitdi. Mubârek elleri ile ikiyüzdoksandokuz<br />

hurma ağacı dikdi. Ağaçlar o sene meyve vermeğe başladı.<br />

Birini Ömer “radıyallahü teâlâ anh” dikmişdi. Bu ağaç meyve vermedi.<br />

Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, bunu çıkarıp<br />

mübârek elleri ile tekrâr dikdi. Bu da hemen meyve verdi. Bir gazâda,<br />

ganîmet alınan, yumurta kadar altını Selmâna “radıyallahü<br />

teâlâ anh” verdiler. Resûlullaha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”<br />

gelip, bu gâyet azdır. Binaltıyüz gram çekmez dedi. Mübârek ellerine<br />

alıp tekrâr Selmâna verdi. Bunu sâhibine götür dedi. Yarısı ile<br />

efendisine olan borcunu ödedi. Yarısı da, Selmâna kaldı “radıyallahü<br />

anh”.<br />

72 — Resûl aleyhisselâm, nemâz kılarken şeytân gelip nemâzını<br />

bozmak istedikde, mübârek elleri ile yakaladı. Bir dahâ gelip<br />

nemâzı bozdurmıyacağına dâir ondan söz alıp serbest bırakdı.<br />

73 — Medînedeki münâfıkların reîsi olan Abdüllah bin Übey<br />

bin Selûl, öleceğine yakın Resûlullahı çağırdı. Arkanızdaki gömleği<br />

bana kefen yapınız diye yalvardı. Her istenileni vermek âdeti<br />

olduğu için, gömleğini ihsân eyledi. Cenâze nemâzını dahî kıldı.<br />

Medînede bulunan bin münâfık, Resûlullahın “sallallahü teâlâ<br />

aleyhi ve sellem” bu ihsânına hayrân kalıp, hepsi îmâna geldiler.<br />

74 — Kureyş kâfirlerinden Velîd bin Mugîre, Âs bin Vâil, Hâris<br />

bin Kays, Esved bin Yagûs ve Esved bin Muttalib, Resûlullaha<br />

“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” cefâ ve eziyyet etmekde başkalarından<br />

aşırı gidiyorlardı. Cebrâîl aleyhisselâm gelip, (Seninle<br />

– 345 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!