11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

idi. Bu kız bir gün tenhâ bir yerde bulunurken, Rûh-ül-kuds gelip,<br />

ona Allahın oğlunu ilkâ etdi (koydu). Ya’nî, kız bâkire iken hâmile<br />

oldu. [Bundan sonra, nişanlısı ile Kudüse giderlerken Beyt-illahm<br />

(Bethlehem) de] bir ahır içinde çocuğu oldu. Allahın oğlunu<br />

ahırdaki yemlik içine koydular. Şarkda bulunan râhibler, onun<br />

doğduğunu gökde birdenbire yeniden peydâ olan bir yıldızdan öğrenerek<br />

hediyyelerle onu aramağa çıkdılar ve nihâyet bu ahırda<br />

buldular. Ona secde etdiler. Îsâ denilen Allahın oğlu, 33 yaşına<br />

kadar va’z etdi. Her ne kadar (Ben Allahın oğluyum. Bana inanın,<br />

sizi kurtarmağa geldim) dedi ve ölüleri diriltmek, a’mâları tekrâr<br />

basîr yapmak, topalları yürütmek, cüzzamlıları tedâvî etmek, denizde<br />

fırtınaları durdurmak, iki balıkla onbin kişiyi doyurmak, suyu<br />

şerâb yapmak, kışın meyve vermediği için bir incir ağacını bir<br />

işâret ile kurutmak gibi ve dahâ birçok mu’cizeler gösterdiyse de,<br />

ancak az insan ona inandı. Nihâyet hâin yehûdîler, Onu Romalılara<br />

şikâyet etdiler ve Onun haça gerilmesine sebeb oldular. Lâkin<br />

Îsâ, haçda öldükden 3 gün sonra, tekrâr dirilerek, kendisine<br />

inananlara göründü. Bundan sonra semâya çıkıp babasının sağ tarafına<br />

oturdu. Babası da dünyânın bütün işlerini Ona terk etdi. İşte<br />

bizim va’z edeceğimiz dînin esâsı budur. Buna inananlar, öteki<br />

dünyâda Cennete, inanmıyanlar ise Cehenneme gideceklerdir)<br />

dediler.<br />

Bu sözleri dinleyen Çin fagfûru, (Ben sizden ba’zı şeyler süâl<br />

edeceğim. Bunlara cevâb verin) dedi ve şöyle sormağa başladı: (İlk<br />

süâlim şudur: Siz, Allah hem bir, hem de üçdür, diyorsunuz. Bu, iki<br />

iki dahâ beş eder gibi ma’nâsız bir lafdır. Bunu bana îzâh edin!)<br />

Papazlar cevâb veremedi. (Bu Allahın bir sırrıdır. İnsanların aklı<br />

buna ermez) dediler.<br />

(İkinci süâlim şudur: Yeri, göğü ve bütün âlemi yaratan çok<br />

kudretli Allah, kullarından birinin işlediği bir günâh için, onun bu<br />

işden haberi bile olmayan bütün sülâlesini nasıl günâhkâr sayar?<br />

Bunların afvı için nasıl olur da, kendi öz oğlunu kurban etmekden<br />

başka çâre bulamaz? Bu, onun büyüklüğüne yakışır mı? Buna ne<br />

dersiniz?) dedi. Papazlar cevâb veremedi. (Bu da, Allahın bir sırrıdır)<br />

dediler.<br />

(Üçüncü süâlim de şudur: Îsâ, bir incir ağacından mevsimsiz<br />

meyve istemiş. Ağaç vermeyince, onu kurutmuş. Mevsimi olmadan<br />

meyve vermek, bir ağacın yapamıyacağı bir şeydir. Böyle olduğu<br />

hâlde, Îsânın buna kızıp ağacı kurutması, bir zulm değil midir? Bir<br />

Peygamber, zâlim olur mu?) dedi. Papazlar cevâb veremedi. (Bu işler<br />

ma’nevî işlerdir. Allahın sırlarıdır. İnsanların aklları buna er-<br />

– 437 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!