11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sarığını takkesiz sarar, ba’zan sarıksız fitilli takke giyerdi.<br />

37 — Arabistândaki âdete uyarak saçlarını kulaklarının yarısına<br />

kadar uzatır, fazlasını kesdirirdi. Saçlarına yağ sürerdi. Yolculukda<br />

dahî şişe ile yağ götürürdü. Yağ sürdüğü zemân, başına<br />

önce tülbent kor, başlığını tülbentin üstüne giyerdi. Böylece, yağ<br />

sürdüğü dışardan belli olmazdı. Ba’zan saçlarını uzatıp, iki ön yanına<br />

uzatırdı. Mekkeyi feth etdiği gün, böyle uzanmış iki saçı vardı.<br />

38 — Ellerine, başına, yüzüne misk veyâ başka kokular sürer,<br />

ud ağacı, kâfûrî ile buhurlanırdı.<br />

39 — Yatağı, içi hurma iplikleri ile dolu, dabağlanmış deriden<br />

idi. İçi yünle dolmuş bir yatak getirdiklerinde, kabûl etmedi ve (Yâ<br />

Âişe! Allaha yemîn ederim ki, eğer istesem, Allahü teâlâ her yerde<br />

altın ve gümüş yığınlarını yanımda bulundurur) dedi. Ba’zan<br />

hasır, tahta, döşek, yünden dokunmuş keçe veyâ kuru toprak üzerinde<br />

de yatardı.<br />

[İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, orucu anlatmağa başlarken<br />

diyor ki, (Resûlullahın ve Ondan sonra dört halîfesinin<br />

devâm üzere yapdıkları şeylere (Sünnet) denir. (Sünnet-i hüdâ)yı<br />

terk etmek mekrûhdur. (Sünnet-i zâide)yi terk mekrûh değildir).<br />

Abdülganî Nablüsî “rahime-hullahü teâlâ”, (Hadîka) kitâbında<br />

diyor ki, (Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, kendisinin<br />

ibâdet olarak yapdığı şeyleri terk edeni inkâr etmedi ise,<br />

ya’nî darılmadı ise, bu ibâdetlere (Sünnet-i hüdâ) denir. Bunları<br />

devâmlı yapdı ise, (Sünnet-i müekkede) denir. Resûlullahın âdet<br />

olarak yapdığı şeylere (Sünnet-i zâide) veyâ (Müstehâb) denir.<br />

İyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yapmak, binâ yapmakda, yimekde,<br />

içmekde, oturmakda, kalkmakda, [yatmakda], elbisede,<br />

âletlerde yapdığı ve kullandığı şeyler böyledir. Bunları yapmamak<br />

ve un eleği, kaşık gibi (âdetde bid’at) olan şeyleri, ya’nî sonradan<br />

ortaya çıkan âdetleri yapmak dalâlet olmaz. Günâh olmaz.)<br />

Bundan anlaşılıyor ki, masada yimek, çatal, kaşık kullanmak,<br />

karyolada yatmak ve konferanslarda, mekteblerde ahlâk ve<br />

fen derslerinde, radyo, televizyon ve teyp kullanmak ve her çeşid<br />

nakl vâsıtalarına binmek, gözlük, hesâb makinası gibi fen vâsıtalarından<br />

istifâde etmek câizdir. Çünki bunlar, âdetde bid’atdirler.<br />

Sonradan meydâna çıkan şeylere (Bid’at) denir. Âdetde olan<br />

bid’atleri, yenilikleri harâm işlemekde kullanmak harâm olur.<br />

– 365 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!