11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mân, (Aman Allahım, işte ben tam buna inanıyorum) dedim ve içimde<br />

büyük bir ferâhlık duydum. İslâmiyyeti dahâ derinden tedkîk<br />

etmenin çok lüzûmlu olduğunu gördüm. İslâmiyyeti inceledikce,<br />

bu dînin benim düşüncelerime temâmen uygun olduğunu hayret<br />

ile görüyordum. İslâmiyyet, din adamlarını, hattâ Peygamberleri<br />

“aleyhimüssalevât” bizim gibi insanlar olarak kabûl ediyor,<br />

onlara ilahlık vasfı vermiyordu. Hele, bir papazın günâhları afv<br />

edebileceğini, aslâ kabûl etmiyordu. İslâm dîninde, hiç bir hurâfe,<br />

akla uymıyan bir hükm, anlaşılmıyan bir bahs yokdu. İslâm dîni,<br />

tâm benim istediğim gibi, mantıkî bir dindi. Katoliklerin bildirdikleri<br />

gibi, insanların günâhkâr olarak dünyâya geldiklerini kabûl etmiyordu.<br />

İnsanlara rûh ve beden temizliği emr ediyordu. Tıbbın<br />

esâs kâ’idesi olan temizlik, islâm dîninde, Allahü teâlânın bir emriydi.<br />

İbâdete temiz olarak gelmeği emr ediyordu ki, başka hiç bir<br />

dinde buna rastlamamışdım.<br />

Hıristiyanlıkda, hıristiyan dînine girerken ve âyinlerde Îsâ<br />

aleyhisselâm ile, hâşâ tanrı ile birleşebilmek için papazın Îsânın eti<br />

diye verdiği ekmeği yimek ve kanı diye verdiği şerâbı içmek gibi<br />

âyinlerin, puta tapan en ibtidâî kavmlerin bir âdeti olduğunu görüyor<br />

ve bunlardan nefret ediyordum. Benim pozitif ilmlerle inkişâf<br />

eden aklım, böyle çocukça ve hakîkî bir dîne yakışmıyan saçma<br />

merâsimleri, şiddet ile red ediyordu. Diğer tarafdan, islâmiyyetde<br />

bunların hiç biri yokdu. İslâmiyyetde yalnız hakîkat, sevgi ve<br />

temizlik vardı.<br />

Artık karârımı vermişdim. Müslimân dostlarıma gitdim ve<br />

müslimân olmak için ne yapmak lâzım geldiğini sordum. Bana<br />

(Kelime-i şehâdet) söylemesini ve ma’nâsını öğretdiler. Ben yukarda<br />

da söylediğim gibi, bunun yarısını, ya’nî (Bir tek Allah vardır)<br />

kısmını müslimân olmadan evvel kabûl etmişdim. Geri kalan<br />

(Muhammed aleyhisselâm Onun resûlüdür) kısmını da kabûl etmek<br />

hiç güç olmadı. Artık İslâm dîni hakkında neşr olunmuş ciddî<br />

eserleri incelemeğe başladım. Bunların arasında Melek Bennâbînin<br />

çok güzel bir eseri olan (Le Phéne Coranique)i okuduğum<br />

zemân, Kur’ân-ı kerîmin ne mu’azzam bir eser olduğunu hayret ve<br />

takdîr ile gördüm. Bundan ondört asr önce indirilmiş bu Allah kitâbında<br />

yazılı olanlar, bugünki ilmî ve fennî araşdırmaların netîcelerine<br />

temâmiyle uymakdadır. Hem ilm ve fen ve hem de ictimâ’î<br />

feâliyyetler bakımından, Kur’ân-ı kerîm, yalnız bugünün değil, aynı<br />

zemânda yarının da kitâbıdır.<br />

1953 senesi 20 Şubat günü Paris câmi’ine giderek orada müftî<br />

efendinin ve şâhidlerin huzûrunda İslâm dînini resmen kabûl et-<br />

– 187 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!