11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lar ve geniş şalvarları ile hançerleri, onlara biraz acâib bir görünüş<br />

veriyordu. Ben, biraz mahcûb, biraz korkak bir hâlde kahveden<br />

içeri girerek, bir köşeye büzüldüm. Biraz sonra, onların kendi aralarında<br />

gizli gizli hafîf sesle konuşduklarını ve gözleri ile bana işâret<br />

etdiklerini gördüm. Muhakkak benden bahs ediyorlardı. Aklıma,<br />

Macaristanda işitdiğim ve müslimânların hıristiyanları nasıl<br />

öldürdüklerini anlatan hikâyeler geldi. (Şimdi yerlerinden kalkacaklar,<br />

hançerlerini çekerek beni boğazlıyacaklar) diye düşünüyor,<br />

buraya geldiğime bin kerre pişmân oluyordum. Nasıl firâr<br />

edeceğim diye plânlar yapıyor, fekat, korkudan yerimden kımıldayamıyordum.<br />

Birkaç dakîka sonra, garson bana güzel kokulu bir<br />

fincan kahve getirdi. İşâretle, bunun bana kendilerinden, o kadar<br />

korkduğum müslimânlardan ikrâm edildiğini bildirdi. Korka korka<br />

onlara bakdığım zemân, onlardan biri samîmî ve tatlı bir gülümseme<br />

ile bana bakarak selâm verdi. Ben de korkudan titreyen<br />

dudaklarımla gülümsemeğe çalışarak selâmına mukâbele etdim.<br />

Benim düşmân zan etdiğim bu adamlar, yerlerinden kalkarak yanıma<br />

geldiler.<br />

Kalbim hâlâ şiddet ile çarpıyor, (şimdi bana saldıracaklar) diye<br />

bekliyordum. Hâlbuki, hepsi dostça etrâfıma dizildiler. Tekrar<br />

selâm verdiler. Biri sigara uzatdı. Sigarayı yakarken, kibritin verdiği<br />

ışıkda, uzakdan vahşî görünen bu adamların yüzlerinde çok<br />

mubârek bir ifâde olduğunu hayret ile gördüm. Korkum biraz zâil<br />

oldu. Pek noksan Türkçem ile onlarla konuşmağa gayret etdim.<br />

Dahâ ağzımdan ilk Türkçe kelimeler çıkarken, onların yüz ifâdeleri<br />

büsbütün güzelleşdi. Artık dost olmuşduk. Hançerle saldıracak<br />

zan etdiğim kimseler, beni evlerine da’vet etdiler. Birçok ikrâmlarda<br />

bulundular. Bana şefkat ellerini uzatdılar. Onlar yalnız<br />

benim istirâhatımı, iyiliğimi istiyorlardı. İşte müslimânlarla ilk<br />

muârefem [tanışmam], böyle oldu. Ondan sonra, birçok hâdiseler<br />

birbirlerini ta’kîb etdi. Her yeni hâdise, gözümde başka bir perdeyi<br />

açdı. İslâm memleketlerini birer birer ziyâret etdim. Bir müddet,<br />

İstanbul Üniversitesinde okudum. Anadolunun ve Sûriyenin<br />

güzel yerlerini ziyâret etdim. Bu arada Türkçeden başka, Arabî<br />

ve Fârisî de öğrenmiş olduğumdan, Budapeşte Üniversitesi beni<br />

(İslâm Eserlerini Araşdırma) Enstitüsüne profesör olarak ta’yîn<br />

etdi. Üniversitede asrlardan beri toplanmış birçok eski eserleri<br />

buldum. Bunları incelemeğe başladım. Pekçok güzel şeyler öğrendim.<br />

Bu esnâda, İslâm dîni hakkında da bilgiler topluyordum.<br />

Bunları inceledikce, İslâmiyyet kalbime nüfûz ediyor ve ben okuduğum<br />

kitâbların [bunların arasında özellikle Kur’ân-ı kerîm ile<br />

– 243 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!