11.12.2012 Views

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

Herkese Lâzım Olan Îmân - Hakikat Kitabevi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mükemmel bir nümûne olmalıyız. Îcâbında onları cezâlandırabilmeliyiz.<br />

İngilizlerin sporcu olduğunu bilirsiniz. Spor bizde âdetâ<br />

kutsaldır. Spor yaparken, yanlış hareket eden, hele hîle yapan, hemen<br />

cezâlandırılır ve şerefinden çok şey gayb eder. İslâm dîni, insanlar<br />

için tıpkı bizim spor kâ’ideleri gibi çok güzel ve mantıkî hareket<br />

tarzı ve doğru yaşama kâ’ideleri koymuşdur. İşte ben de, İslâm<br />

dînini tedkîk ederken, konulan bu kâ’idelere hayrân oldum.<br />

Bu mantık ve intizâm da beni hak olan islâm dînine kavuşdurdu.<br />

On emrin ikincisi şudur: (Sen, tapınmak için, hiçbir put veyâ<br />

resm veyâ işâret yapmıyacaksın.) Hâlbuki, bugün hıristiyan kiliseleri<br />

resmlerle, heykellerle doludur ve hıristiyanlar bunların önünde<br />

yerlere kadar eğilirler!<br />

Ben, Îsâ aleyhisselâmın mu’cizeleri, [hıristiyanların i’tikâdınca]<br />

haç üzerinde öldürülmesi, kabre konuldukdan sonra tekrar dirilip<br />

göğe çıkması gibi mu’azzam hâdiselerin, o zemân Filistinde<br />

bulunan yehûdîler, Romalılar ve diğer insanlar üzerinde çok az<br />

bir etki yapdığına ve oradaki hayât tarzını hiç değişdirmediğine<br />

dâimâ hayret etmişdim. Yehûdîler Îsâ aleyhisselâma çok kaydsız<br />

kalmış ve hıristiyanlık ancak yüzyıllar sonra yayılmağa başlamışdır.<br />

Hâlbuki, Muhammed sallallahü teâlâ aleyhi ve sellemin teblîg<br />

ve neşr etdiği İslâm dîni, çok kısa zemânda her tarafa yayılmış,<br />

oralardaki hayât tarzını hemen değişdirmiş, yarı vahşî insanları<br />

kısa zemânda, medenîleşdirmişdir. Zan ediyorum ki, bunun sebebi,<br />

îsevî dîninin kısa zemânda bozularak, anlaşılması güç, yarı putperest<br />

yeni bir hıristiyan dîni hâlini alması, islâm dîninin ise, herkes<br />

tarafından anlaşılabilen mantıkî bir din olmasıdır. 1919 ile<br />

1923 arasında, bana Türk sularında vazîfe verildi. Müslimânlarla<br />

görüşdüm. Her gün minârelerden duyduğum (Ancak bir Allahü<br />

teâlâ vardır. Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Onun<br />

resûlüdür) sesi kulağıma ne hoş geliyordu! İslâmiyyet hakkında<br />

okuduğum İngilizce kitâblardan çoğu, İslâmiyyeti tahkîr ediyordu.<br />

Hele son üçyüz sene içinde, aynı zemânda halîfe olan Türk<br />

sultânlarının yapdıkları iddiâ edilen birçok fenâ hareketleri, haksızlıkları,<br />

Türklerin yalancılığı, düzenbazlığı, rüşvete düşkün olmaları,<br />

azınlıklara fenâ mu’âmele etmeleri gibi iftirâlar, hep onların<br />

aldığı islâm terbiyesine isnâd ediyor, bir müslimânın hiç bir zemân<br />

bir hıristiyan gibi dürüst olmıyacağını ileri sürüyordu. Acabâ<br />

kabâhat hakîkaten İslâm dîninde miydi? Ben buna inanmıyordum.<br />

Nihâyet bu husûsda bilgi edinmek için, bir müslimân din<br />

adamına mürâce’at etmeğe karâr verdim. Bir tarafdan da İslâmiyyet<br />

hakkında müslimânlar tarafından yazılmış eserleri aradım. İn-<br />

– 224 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!